6 Ağustos 2013 Salı

Bin Musibet Bir Hükümetten İyidir.

Çocukluk zamanlarımız, midyat seyfo gülün dendiginde burnumuzdan sümük boşalırcasına debelendigimiz zamanlar, çevremiz hep çukurluydu, pislikler dolardı çukurlara. Bok. Çöp. Kir.

Biriken ne varsa atılırdı. Sonra bir parça ciğer, kapatılırdı üstü.

Dur bi dakika bayım, ciğer beklerse kurtçuklar oluşur. O kurtçuklar et ile beslenirler. Yumurtalar larva olur. Et yer onlar. O kurtçuklar sonra ne olur bilmiyoruz. Belki devlet olur, belki hükümet.

Ciğeri yiyip bitiren kurtçuklar sonra çöpü yerlerdi. Kiri yerlerdi. Boku yerlerdi. Sonra kendi kendilerini yerlerdi.

Kaknüs değillerdi, geriye kalan leşti. Gençler toplanırlardı. Kamplar yapılırdı. Çukurlar açılırdı.

Çukurlarda tuvalet ihtiyacı giderilirdi. Kir dolardı. Kuzular aniden yere atar kendini. İşi bilen çoban hafifçe keserdi kulak ucunu. Oluk gibi kan boşanır. Bazı kuzular şiddetli yakalanır buna, yere atar kendini. Debelenir. Toprağı eşeler. Şiddetlice bağırır.

Bunun adı kan tutmasıdır hanım. Küçük kuzularda çok olur bu, gençlerde olur, hafifçe kan akıttığın zaman geçer.

Eğer ne yapacağını bilmezsen kuzu ölür. Kan kırmızı sular. bir yerden boşanıyormuş gibi. Temizlemek işlevini yitirmiş sular, pas bulaştıran, kir bulaştıran. İğrenç kokan, sıçan leşleri, kedi dışkıları, kapkara koridorlar, uzun labirentler, peynir arayan fareler, havlayan köpekler, zil çalan eller.

Bu suyla temizlenme bayım, daha temiz bir su iste.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder