Birbirinden güzel temalar ve faydalı eklentiler yapan Harish, yine çok şık bir eklenti yapmış.Harish’in yaptığı bu eklenti ile blogunuzda yapılan son yorumları, yorumu yazanın avatarı gözükecek şekilde, blogunuzun kenar çubuğunda gösterebiliyorsunuz.
Resimli son yorumlar eklentisini blogunuza eklemek için aşağıdaki kodları HTML/JavaScript olarak eklemeniz yeterli.
Çoğumuzun eviminde veya ofisinde mantar pano vardır.Küçük raptiyeler kullanarak aldığımız kısa notları mantar panolara tuttururuz.Buna benzer benzer br uygulamayı bloglarınızda nasıl kullanacağınızı anlatamak istiyorum bu yazıda.
Blogunuzda resimde gördüğünüz not kağıtlarını 2 şekilde kullanabilirsiniz.Birincisi yazınızın içerisinde yazı ile ilgili önemli bir hatırlatma vs yapmak istediğinizde, ikincisi ise kenar çubuğunda ziyaretilerinize yine bir hatırlatma, duyuru vs yapmak istediğinizde.
Bu not kağıtlarını blogunuzda kullanmak için önce şablonunuzdan ]]></b:skin> kodunu bulun ve üstüne aşağıdaki stil kodlarını ekleyin.
Şimdi blogunuzda yeni bir kayıt oluşturmak için yazı editörünü açın ve HTML’yi Düzenle kısmına şu aşağıdaki kodları ekleyin.
<div class="not"> <div> </div> Bu not Serdar Kara tarafından Blog Hocam okuyucuları için yazılmıştır. </div>
Kırmızı renkte olan yer not kağıdında gözükecek kısımdır.Not kağıdında gözükmesini istediğiniz yazıyı oraya yazın.
Denediğinizde sizin de farkedeceğiniz şey not kağıdınız sağ tarafa yaslanmış olması.Notları yazının kendisinden ayırmak için böyle bir stil kullanımış.Not kağıdını kenar çubuğuna eklemek isterseniz sağa yaslanması kötü duracağı için ilk verdiğim kodlardaki float: right; satırını silebilirsiniz.
TTNET’in “Yeteneğe Destek, Yaratıcı Ekonomiye Destek Projesi”yle, gençlerimiz yeni kariyer firsatlarını keşfediyor.
Bilişim sektörüyle tanışan gençler, aldıkları eğitimlerle iş hayatına hazırlanıyor. TTNET, Türk ekonomisine destek oluyor. Siz de bu ücretsiz eğitimler hakkında bilgi almak için hemen tıklayın.
Hemen her blog yazarı ve blog okuyucusunun bir Facebook ve Twitter hesabı var.Bu yüzden yazılarınızın altında en azından bu sosyal ağlara ait butonların yer aldığı bir kutu göstermek yazılarınızın paylaşım sayısını ve takipçi sayınızı arttıracaktır.
Bu yazıda paylaştığım kodları blogunuza eklediğinizde yazılarınızın altında, resimde gördüğünüz gibi bir paylaşım kutusu çıkacak.Kutuda Facebook beğen ve gönder butonları ile Twitter tweetle ve takip et butonları var.
Bu Facebook ve Twitter paylaşım kutusunu blogunuza eklemek için şablonunuzda <div class='post-footer'> kodunu bulun ve bunun hemen altına aşağıdaki kodları ekleyin.
(function() { var po = document.createElement('script'); po.type = 'text/javascript'; po.async = true; po.src = 'https://apis.google.com/js/plusone.js'; var s = document.getElementsByTagName('script')[0]; s.parentNode.insertBefore(po, s); })(); </script>
2.Adım: Şimdi butonu görüntüleyecek kodu ekleyin.Nerede görüntülenmesini istiyorsanız oraya ekleyeceksiniz.Örneğin yazının altında gözükmesini istiyorsanız <div class='post-footer'> kodunu bulun ve buınun hemen altına aşağıdaki kodu ekleyin.
Paylaş butonunu farklı tarz ve boyutlarda da kullanabilirsiniz.Bunun için Google+ paylaş butonunun resmi sayfasına gidip istediğiniz tarzda ki butonu oluşturabilirsiniz.
Ruhani yolculuğumun ikinci kısmındayım. Burada sana fazla yer ayırmadım sevgilim Basit bir mektupla acılarımın üzerinde sigara söndürdüm . Çok fazla acımadı elbette canım(ama inanma sen buna) Pardon ; zaten acınmayı unutmuştu ellerim Ucube kadınların ojeleri kadar renkli bu aralar hayatım …Gazete kağıtlarından astar yaptım kendime. Ama içimdeki yangınlar dinmiyor... Böyle çok sesli bir hayatın , sessiz harfleriyle yaşamak biraz ağır geliyor Zamanla geçer diyerek avutuyorum kendimi Zamanla geçer Ya da zaman geçirir, geçmişime
Elimde bir şey yoksa eğer geriye dönüp bakmama rağmen ; meziyetimi değiştirebilirim Kalp acı çekmektense , siktirip gider bir eylem gerçekleştirebilirim Yaşadığım kadarıyla öğretti dünya;
Hiç bir sevişme zevk vermiyorsa sana ; Telaşlanma Suç senin değil
Blogger’ın bir süre önce dişli yorumlara geçtiğini ve yorumlara yanıtlama seçeneğinin geldiğini çok iyi biliyorsunuz.Birçok Blogger kullanıcısı bu dişli yorumların görünümünü beğenmediği için kullanmayı pek tercih etmiyor.O halde dişli yorumlara biraz stil katıp, daha güzel bir görünüme kavuşturalım.
Yapacağınız 2 küçük değişiklik ile bu resimde gördüğünüz gibi bir yorum bölümüne kavuşacaksınız.Ancak hemen belirteyim, bunu sadece Blogger’ın kendi şablonlarında denediğim için özel şablonlarda işe yarayıp yaramadığından emin değilim.
Öncelikle şablonunuzun ]]></b:skin> kodunun üstüne aşağıdaki stil kodları ekleyin.
Ardından şablonunudza <b:include data='post' name='comments'/> kodunu aratın.Birden fazla sonuç çıkacaktır.Bunlardan ilkini yani en üsttekini aşağıdaki kodlar değiştirin.
Sözlerin bir anlamı kaldı mı artık bizim için? Evet, işte sonunda ben de pes ettim.Beni bir gün bile anlamamış, dinlememiş, söylediklerime aldırış etmemiş de olsan kızgın değilim sana.. Evet, kırgınlıklarım var; hayat boyu geçmesi mümkün olmayan, ve yaralarım var senden yana; hiç kabuk bağlamayan..Artık asla telafisi mümkün olmayan şeyleri dile getirmenin hiçbir anlamı yok.. Belki bir gün sen de bütün kızgınlıkların geçtikten sonra anlayabileceksin beni.. Ama dedim ya bu saatten sonra birbirimizi anlasak ya da anlamasak, bağışlasak ya da bağışlamasak hiçbir şey farketmez.. Benimkisi zaten en başından beri imkansızdı, bile bile `lades` demek, anlamsız bir ümidin peşinde sürüklenmekti.. Anlıyorum şimdi; bütün o aşk, sevgi, güzel günlerin yaşanacağı ümidi.. Hepsi ama hepsi sadece boş bir hayalden ibaretti.. Oysa ben büyüdüm artık, hayallere, hiçbir zaman gerçek olmayacak masallara inanacak yaşı çoktan geçtim.. Bütün yalanLara ve oyunlara inat, bu sevdanın saflığı yıllarca tutunduğum tek dalımdı.. Ama bir gün geliyor, insan çocukluğundan ve çocukluğunun hatıralarından kopmak zorunda kalıyormuş.. İşte bu gün o gün.. Bu gün bütün çocukluğumu, aşkımı, anılarımı, o saf ve temiz duygularımı, o hiç varolmamış `biz`e dair her şeyi arkamda bırakıyorum.. Anlamsız bir hayat var önümde; çocukluğumun toz pembe bulutlarından uzak.. Önümü göremediğim karanlık ve sisli bir yolda yürüyorum, ve sonumun nereye varacağını hiç bilmiyorum.. İsterdim ki sen de sevebilseydin beni.. Benim seni sevdiğim kadar olmasa da, hiç değilse içimi ısıtacak, yaralarımı saracak kadar sevseydin; inan yeterdi.. Ama dedim ya; geri dönüşü olmayan şeylere hayıflanmak için artık çok geç.. İkimizin de bambaşka hayatları var artık, ya da en azından olmalı.. Yüreğimin bir yarısını ölünceye dek sende bırakmış olsam da, bana kalan yarısıyla yaşayabilmeyi ve zor da olsa tek kanatla da uçabilmeyi öğrenmeliyim artık.. Çok sevdim. Fakat doruğuna vardık kutsal duyguların.Aşk yeminleri ettik tutamayacağımızı bile bile...Günlerce aylarca yıllarca yalnız ikimiz varmış gibi yaşadık. Ne alaylı bakan gözlere, ne de bir dost sözüne aldırdık.Kendi ateşimizle yandık, en önemliside birbirimizi anladık. Romantik şarkıları,serin akşam üstleri yaşadık seninle. Gerçek aşkı tattık, seninle; bunu sende biliyorsun. Öyleyse hep aynı duygularla kalmalı değil mi? Biz birlikte olmasakta... Güzel başlayan çok güzel yaşanan bu aşkı aynı temiz duygularla bitirmeliyiz. Şimdi de ayrılığın en güzelini, en zorunu biz yaşıyoruz yine... Sana daha fazla `ben`i de anlatmaya çalışmayacağım, çünkü artık ne benim, ne bu sevdanın, ne de beni anlayabilmenin hiçbir anlamı kalmadı.. Bundan sonrası için kendi adıma Tanrı`dan tek dileğim; bir gün senin gibi güçlü olabilmeyi, hayata karşı senin gibi her koşulda dimdik ve soğuk kanlı durabilmeyi öğrenmek.. Bir gün senin gibi bir insan olabilmek.. Her zaman hayranlık duydum sana; duruşuna, bakışına, konuşmana, gülmene, kızmana, her şeyine.. Ve artık hayattan tek istediğim senin gibi bir insana sahip olamadığıma göre, senin gibi olabilmek.. Yaşadıklarımdan sonra bu sevdadan başka hiçbir şeyin artık beni yıkıp yaralayamayacağını biliyorum, ve en azından bundan güç alıyorum.. Bundan sonraki hayatımsa varolan yaralarımı sarmaya ve geçmişi tamamen unutmaya çalışmakla geçecek.. Mümkün olduğunca sormamaya çalışacağım seni.. Duymamaya, görmemeye, bilmemeye çalışacağım sana da ir hiçbir şeyi.. Aldırmayacağım dersem yalan olur, işte bu yüzden elimden geldiğince kapatacağım gözlerimi ve kulaklarımı sana dair her şeye.. Hayat bu, gün gelip alışıyor ya insan en zor şeylere bile; buna da alışacağım elbet.. Kim bilir, belki alışmayı öğreten zaman gün gelir unutmayı da öğretir bana.. Ben o günü sabırla bekleyeceğim.. Sana gelince, masal bitti, ben gerçek dünyaya geri döndüm ve vazgeçtim çocukluk masallarına inanmaktan.. Ama sen bana inat hep masallarda kal olur mu? Sen hep en güzel masalların en güzel kahramanı olarak kal.. Yıllar yılı hiç bitme, dolaş dillerden dillere.. Kim bilir belki bir gün gelir bir yerde, bir kalemden kendi masalını okur, ya da bir dilden senin masalının anlatıldığını duyar, gülümsersin sessizce.. BENİ UNUTMA ♥♥♥♥♥♥...
Geçtiğimiz günlerde yazdığım Yeni Arama Tercihleri İle Blogger’da SEO Daha Kolay başlıklı yazıda Blogger’ın sunduğu yeni ayarlardan bahsetmiştim.Bunlardan biri 404 hata sayfalarını özelleştirebilmemizdi.Bir kullanıcı blogunuzda sdaha önce slinmiş bir yazıya ulaşmak istediğinde veya hatalı bir URL yazarak sayfalarınızdan birine ulaşmak istediğinde sayfanın bulunamadığını belirten bir hata sayfası ile karşılaşır.İsterseniz Blogger’ın klasik hata sayfasını aşağıda resimde gördüğünüz şekilde özelleştirebilirsiniz.
1.Adım: Öncelikle şablonunuzun ]]></b:skin> kodundan önce aşağıdaki stil kodlarını ekleyin.
2.Adım: Şimdi Ayarlar > Arama tercihleri > Sayfa Bulunamadı Sayfası İçin Özel İçerik > Düzenle diyerek kutuya aşağıdaki kodları kendinize göre düzenleyerek ekleyin ve değişiklikleri kaydedin.
Şimdi blogunuzda var olmayan her hangi bir sayfaya gitmye çalışın.Örneğin:
http://blogunuz.blogspot.com/laylaylom.html
Eski hata mesajının yerine tam ekran bir hata mesajı sayfası karşınıa çıkacaktır.Bu yöntemle çok daha yaratıcı hata sayfaları oluşturabilirsiniz.
21 Nisan 2012 Cumartesi
Yay
Yay hayattır: Bütün enerji ondan gelir. Ok bir gün mutlaka terk edecektir. Hedef ise uzaklardadır. Ama hayat her zaman sizin yanınızda kalır, bu yüzden ona nasıl iyi bakacağınızı bilmeniz gerekir. Durgun kalacağı dönemlere ihtiyacı vardır -her daim kuşanılmış ve gerilmiş halde tutulursa gücünü kaybeder. Bu yüzden gücünüzü tazeleyebilmek için dinlenmeyi kabul etmelisiniz. Böylece yeniden yayı germek için asıldığınızda gücünüz eksiksiz olur.
Yayın bilinci yoktur: O okçunun elinin ve arzularının bir uzantısıdır. Öldürmeye ya da düşünmeye hizmet eder. Bu yüzden her zaman amacınızı net olarak belirleyin.
Yay esnektir ama yine de onun da sınırları vardır. Kapasitesinin ötesinde herhangi bir girişim onu kıracak ya da onu tutan elleri tüketecektir. Bu durumda yayın yanı sıra kendi bedeninizden de size verebileceğinden fazlasını talep etmeyin. Ve unutmayın, bir gün yaşlılık zamanı gelecek -bu bir lanet değil bir nimettir.
Yayı zarifçe gerin, her iki tarafın da kendine düşen payı gerektiği biçimde yapmasını sağlayın, enerjinizi boşa harcamayın. Bu sayede yorgun düşmeden pek çok ok atabilirsiniz.
Ok
Ok sizin niyetinizdir. Yayın gücünü hedefin tam ortasına bağlayan araçtır.
Niyetimiz her zaman son derece net, açık ve iyi dengelenmiş olmalıdır.
Ok bir kez yaydan ayrıldı mı artık asla geri gelmez, bu yüzden sürece müdahale etmek -oka yön verecek hareketler doğru ve düzgün olmadığında- sırf ok gerilmiş ve hedef bekliyor diye eski kafalı bir şekilde hareket etmekten daha iyidir.
Sizi durduran tek şey hedefi tutturamamak korkusu ise bu durumda niyetinizi açıkça göstermekten çekinmeyin. Doğru hareketleri yerine getirin ve elinizi açıp yayın telini bırakın, gerekli adımları atarak girdiğiniz mücadele ile yüzleşin. Hedefi vurmayı başaramasanız bile bir dahaki sefere daha iyi nişan almaya muktedir olacaksınız.
Eğer hiç risk almazsanız bir dahaki sefere neleri değiştirmeniz gerektiğini asla bilemezsiniz.
Hedef
Hedef ulaşılmak istenen amaçtır.
Sizin tarafınızdan belirlenir. İzlenen yolun güzelliği de işte burada yatar: Asla bahaneler uydurmaya ya da rakibinizin daha güçlü olduğunu söylemeye hakkınız yoktur. Çünkü hedefi seçen sizsiniz ve tüm sorumluluk size ait.
Eğer hedefinizi bir düşman olarak görürseniz belki iyi bir atış yapabilirsiniz ama kendinizi geliştirmeyi asla başaramazsınız. Tüm hayatınız boyunca okunuzu, kağıttan ya da tahtadan yapılmış, anlamı olmayan şeylerin ortasına atmaya çalışırsınız. Ve diğer insanlarla bir araya geldiğinizde hayatta hiç ilginç ya da heyecanlı bir şey yapmadığınızdan yakınırsınız.
İşte tam da bu yüzden bir amaç belirlemeniz gerekir, ona ulaşmak için elinizden gelenin en iyisini yapmalı, ona saygıyla ve önemseyerek bakmalısınız: Onun sizin için anlamını ve onun için ne kadar çaba, eğitim ve sezgi harcadığınızı iyi bilmelisiniz.
Hedefinize nişan alırken sadece ona odaklanmayın, onun çevresinde olup biten her şeyi de görün; çünkü ok fırlatıldığında, rüzgâr, ağırlık, uzaklık gibi kolay kolay hesap edemeyeceğiniz etkenlerle karşılaşacaktır.
Bir amaç sadece insan ona ulaşmayı hayal edebildiği sürece vardır. Onun varlığını gerçek kılan insanın tutkusudur, aksi taktirde amaç ölü bir şey, uzak bir hayal, tatlı bir düş olur.
Ve tıpkı niyetin bir amaca ihtiyaç duyduğu gibi, amaç da bir insanın niyetine ihtiyaç duyar. Çünkü varlığına anlam veren şey budur; bu sayede o artık sadece bir düş değil, bir okçunun dünyasının merkezidir.
mutluluklarımı istiyorum. gülüşlerimi, o neşe dolu insanı geri istiyorum. her baktığım resimde onu görmek yerine, “biz”i görmek istiyorum. “biz” olabilmek istiyorum yine. ve yine her şeye baştan başlamak, tüm o kötü anıları silip atmak istiyorum geçmişimden.
kum saatinin içine fazladan kum koyabilmenin formülünü istiyorum; vaktimizin daraldığını her baktığımda hatırlamamak için. iyi geceler geçirmek, tatlı rüyalar görmek istiyorum. artık rüyalarımda seni görmek yerine, rüya görebilmek için seninle yatmak istiyorum.
sağımdan soluma dönerken hafifleyen uykumda, üşümesin diye sırtımı duvara vermek yirine, sana yaslamak istiyorum. sabah ansızın çalan alarmı susturmak yerine avuçlarımın içi… öpücüklerin taşsın içinden istiyorum. senin tarafından ve o yumuşacık dudağından bana gönderilen bir avuç öpücükle… o sıcak… o nemli…
o aşk filmlerini izlerken, onlarla alay etmek istiyorum. “şunlara da bak, nasıl da kuvuşamadılar hahaha” diye; sokakta gördüğüm insanların bana bakışlarıyla yaptıkları gibi. sıcak bir gülüşle kapısı açılan bir ev gibi, yine kalbine girmek ve sonsuza dek kiracısı olmak istiyorum.
birbirimizin ömrünü dudaklarımızdan içerek yaşlanacağımız bir hayat istiyorum. kana kana gözlerinin içine baktığım yüzyıllarda yaşamak… sevişerek, dans ederek, etrafı kırıp dökerek… mutluluğa, sevince, coşkuya dair ne varsa her türlüsünü yaşayarak öyle veda etmek istiyorum kahpe dünya’ya. ruhum uzaklaşırken yerküre’den; “buradan baktım da, cidden yuvarlakmışsın be” diye alay ederek gitmek… benimle oynadığı oyunlarda kazananın ben olduğumu göstermek istiyorum.
çok şey istemiyorum hayattan. şimdiye kadar benden çaldıklarını istiyorum sadece…
Hello Bar isimli popüler servis bizlere bloglarımızda kullanmak üzere bilgilendirme çubuğu oluşturma imkanı sunuyor.Ücretli ve ücretsiz seçenekleri bulunan bu servis çoğu blogcu tarafından tercih ediliyor.Neden mi?
Gradient ekleme özelliği sayesinde aynı renkte fakat farklı desenlerde çubuklar oluşturabiliyorsunuz.
Diğer çubuklardan farklı olarak kapattıktan sonra tekrar açabiliyorsunuz.
Kaç kez tıklandığına dair istatistikleri görebiliyorsunuz.
İşte bu özellikleri Hello Bar’ı diğerlerinden farklı ve üstün kılıyor.Şimdi size Hello Bar’ı ücretsiz olarak blogunuza nasıl ekleyeceğinizi anlatmak istiyorum.
1.Adım: Öncelikle ücretsiz üye olmak için Hello Bar ana sayfasına bulunan Free Sign Up butonuna bastığınızda açılan pencerede ki kutuya e-posta adresinizi yazdıktan sonra SIGN UP butonuna basın.
2.Adım: ilk adımı tamamladıktan bir kaç saniye sonra e-posta adresinize Welcome to Hello Bar balıklı bir posta gelecek.Bu postada kullanıcı adınız ve şifreniz yazıyor.Hello Bar Login sayfasına giderek bu bilgilerle hesabınıza giriş yapın.
3.Adım: Hesabınıza giriş yaptıktan sonra Hello Bar’ınızı oluşturmak için CREATE NEW butnuna basın.Settings bölümünden çubuğun ayarlarını yaptıktan sonra SAVE butonuna basın.
4.Adım: Çubuğunuzun ayarlarını yapıp SAVE butonuna bastıktan sonra açılan penceredeki kodu kopyalayın ve şablonunuzun </head> kodundan önce yapıştırın.
Bizler özellikle Blogger sistemi üzerinde yoğunlaşmış ve bu sistemin blogculara önemli artılar kattığını düşünen blogcularız. Bu yazımızda Blogger SEO ile ilgili oldukça faydalı ve bilinmeyen ip uçlarını kavrayacak ve bunları kullanmamız sonucunda neler kazanacağız bunları öğreneceğiz.
URL nedir ? URL ile SEO etkileşimi ?
Aslında her birimiz birer blogcu olduğumuz için URL'nin ne olduğunu zaten biliyoruzdur. Ama belkide aramızda terimsel olarak bilmeyenler vardır. Yinede açıklamak ile konumuza başlamanın faydalı olacağını düşünüyorum.
"URL insanların internet üzerindeki ulaştıkları" adreslerdir şeklinde açıklamamız mümkündür. URL'nin SEO ile etkileşimi buradan sonra yazımızın ip ucunu vereceğimiz kısıma yaklaştığımızın habercisidir.
Blog Hocam üzerinde dahi bir çok URL'ye göz atabilirsiniz bu hatayı görmeniz muhakkak mümkün olacaktır.Örnek olarak bir yazımız var bu yazımızın başlığını Blogger sistemize girelim ;
Dünya üzerindeki en ünlü 5 Sosyal Ağ (inceleme)
- Bunu bu şekilde Blogger'dan başlık olarak açarsak yazımızın Url'sinin yarısı görüntülenmeyecek çünkü Url'miz oldukça uzun
- Arayıcı kitlesi Arama motorları üzerinden arama ile gelme ihtimali çok düşecek çünkü; hem URL karekter olarak çok geniş
- Arama motorları uzun bir URL' ile sahip konumuz olduğu için yazmız her ne kadar bilgilendirici özelliğe sahip olursa olsun yinede bizi arka sırala atıcaktır.
Arama Dostu URL oluşturalım
Şimdi bizler göstermiş olduğum ve çoğu kişinin bilmediği yada bilenlerin de paylaşmadığı benim kendi düşüncem ile bulmuş olduğum bir ip ucunu göstereceğiz.
Blogger sistemi bize Wordpress'de çok fazla kullanılan bir özelliği kullanım izni sağlıyor aslında tabi ki eğer biz bunu fark edebilirsek. Şimdi Blogger panelimizden yeni yayın oluşturmak için giriyoruz. Blogger panelimizin başlık kısmına URL'mizi kısaltacağız ve sonra kolay kullanım ekleyeceğiz bunu nasıl yapacağız ?
Başlık kısmına Url'mizi ;En unlu 5 Sosyal ag şeklinde yazıyoruz.Böylece Url'miz ;
1- Url'miz kısaldı +1 2- Url'miz Türkçe karekterlerden arındırıldı. 3-Url'miz SEO dostu oldu. 4- Url'miz artık daha üstlerde yer alabilir (kısa olduğundan dolayı) 5- İnsanlar bunu bu şekilde arama motoru üzerinden ararlarsa eğer ulaşma ihtimalleri daha yüksek olduğu için daha çabuk hit kazanabiliriz.
Bunu eğer ; Dünya üzerindeki en ünlü 5 Sosyal ağ (inceleme) olarak başlık bölgemize yazarsak ; www.siteadi.blogspot.com/tarih/tarih/Dnya-zerindeki-en-nl-5-sosyal-ag-inceleme olacaktı ki ; şimdi bu URL ; www.siteadi.blogspot.com/tarih/tarih/en-unlu-5-sosyal-ag.html oldu.
Eminim şimdi aklınıza gelen ilk soru peki ama bu kadar yazıyı bunun içinmi okuduk yani ? o zaman başlıklarımızda sitemizde öyle görünecek diyebildiğinizi duyabilyorum sanki :) tabiki hayır.
Yazımızı yayınladıktan hemen sonra tekrar yazıyı düzünlemek için giriyoruz ve Başlığımızı Dünya üzerindeki en ünlü 5 Sosyal Ağ (inceleme) olarak değiştiriyoruz. ve tekrar siteye gidip Url'ye bir bakıyorsunuz ki ;URL farklı ve yazınızın Title'ı farklı :) böylece hem kısa bir url elde ettik hem SEO etkileşimini sağladık hemde yazımız için örneğin kendi blogumda çok sık kullandığım (inceleme), (infografik) gibi okuyucuyu bilgilendiren bir başlık zenginliği de katmış olduk.
Uzunca yazımızı okuyan herkeze çok teşekkür ediyorum :) aklınıza takılan sorularınızı sormanız ve yorumlarınızı esirgememeniz dileğimle :)
Yazar Hakkında:Burak Göç Sosyal Medya,SEO ve Blogging konularında yazılar veren bir blogcu ve Bilgeyazar gelişimi ile ilgileniyor.Bu yazısı Blog Hocam’da Misafir blogcu olarak yayınlanmıştır.
Daha önce kapatılabilir şeffaf bir bilgilendirme çubuğu paylaşmıştım.Bir arkadaşımın isteği üzerine yine buna benzer bir bilgilendirme çubuğu ararken Nedim Arabacı tarafından geliştirilmiş Noty ile karşılaştım ve sizlerle de paylaşmak istedim.
Bu kapatılabilir bilgilendirme çubuğu pat diye değil bir efekt ile açılıyor ve köşesindeki X ikonuna basılmadığı takdirde belli bir süre sonra kendiliğinden kapanıyor.Blogunuza nasıl ekleyeceğinize gelirsek…
1.Adım: Şablonunuzdan </head> kodunu bulun ve hemen üstüne aşağıdaki kodları ekleyin.
Bu çubuğu sayfanın 3 farklı yernde gösterebilirsiniz.Çubuğun sayfanın üst kısmında gözükmesini istiyorsanız bottom yazan yeri top , ortada bir pencere şeklinde açılmasını istiyorsanız center olarak değiştirebilirsiniz.
Nedim Arabacı’ya böyle bir uygulama geliştirip bizlerle paylaştığı için bir kez daha teşekkür ediyorum.http://needim.github.com/noty/#creator sayfasına gidip bu uygulamadan yararlanarak farklı tarzda çubuklar da oluşturabilirsiniz.