21 Haziran 2012 Perşembe

Sana otuz üç gün uzaklıkta bir şehirde oturuyorum, senden arta kalan anıların bıraktığı kokuları soluyorum… 33 gün yakınım sesine… Yüksek voltajla çalışıyor hislerim.
Az kişiyi tanıyor, yaralarımdan sızan sensizliği az kişiye gösteriyorum. Öyle anlatıyorum seni öyle tanıyorlar bende bıraktıklarını… her halim yabancı, her halim soğuk ve her halim senden ayrı…
Ne olur bağışla beni istediğin biri olmam için çok çabaladım çok kez farklı birilerini çağırdım bedenime.olmadı yapamadım.kötüyüm ben ve bir o kadar ahlaksız.o düzene bağlayamadım ayakkabımın bağcıklarını.küfrederek arınmayı öğrendim.devletin en sevmediği çocuğum bilyelerimi yutunca öleceğim!
Sana otuz üç gün uzaklıktan yazıyorum bu mektubu söylediğimiz şarkıları dökerek üzerime…ıslanıyorum donuyor sonra yanıyorum…bu şehir güzel ve huzurlu.Sadece senle dolu.tek seferde içiyorum köpüklü biramı,kimse sormuyor alnımda yazılı olan kederin sebebini…kimse bilmiyor içimdeki özlem ateşini...
...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder