31 Ekim 2012 Çarşamba

Yüksek Kaliteli Twitter Kapak Resimleri

Bildiğiniz gibi Twitter, profil görünümünde bir değişikliğe giderek kullanıcıların kapak resmi kullanmasına imkan sunmaya başladı.Bu gelişmeyle birlikte internet girişimcileri de kolları sıvadı ve Twitter kapak fotoğrafları paylaşan siteler açmya başladı.

Ben de Twitter kapak fotoğrafı paylaşan sitelerden en popüler olanları bir araya gtirerek sizlerin kullanımına sunmak istedim.Ama önce Twitter kapak fotoğrafınızı nasıl değiştirebileceğinizi göstereyim.

Profilinizden Tasarım Ayarları sekmesini açtığınızda alt tarafta “Tasarımı kişiselleştir” bölümünde “Başlığı değiştir” butonunu göreceksiniz.Buradan Twitter kapak fotoğrafınızı değiştirebilirsiniz.

Aşağıdaki 20 adet kapak fotoğrafının hepsi yüksek kaliteli ve 1200x600 boyutunda.Kullanmak istediğiniz fotoğrafa tıklayarak tam boyutta açın.Tam boyuttaki resmin üzerine sağ tıklayarak bilgisayarınıza kaydedin.

Albert Einstein
Albert-Einstein
Arkadaşlar
arkadaslar
ArtWork
Artwork
Be Better
Be-Better
Be Original
Be-Original
Beyaz Fareler
beyaz-fareler
Çöl
Çöl
Ctrl – Esc
Ctrl-Esc
Dalış
Dalış
Deniz
deniz
Gün Batımı
Gün Batımı
Halkalar
halkalar
İmdat
imdat
İstasyon
istasyon
Kar
kar
Su
Su
Thinking
Thinking
Tokyo City
Tokyo-City
Yapraklar
yapraklar
Yıldız
yıldız

 

Bu arada;
Blog Hocam Twitter hesabında blog dünyası, SEO, sosyal medya ve dijital pazarlama ilgili bilgileri paylaşmaya devam ediyorum.Ayrıca beğendiğim blogları ve o bloglarda gördüğüm güzel yazıları takipçilerimle paylaşıyorum.Takip etmeyi unutmayın!

@BlogHocam

29 Ekim 2012 Pazartesi

Legit Blogger Teması [Animasyonlu Header]

Sıradışı özellikleriyle dikktimi çeken Blogger temalarını paylaşmaya devam ediyorum.Bugün paylaşcağım Legit isimli tema da Dzignine tarafından kodlanmış çok etkileyici bir tema.

 

Legit Blogger Template

 

DEMO & DOWNLOAD

 

Temada dikkatimi çeken başlıca özellikler şunlar:

 

  • Hareketli Header: Temaın en göze çarpan özelliği HTML5 teknolojisi ile oluşturulmuş Header bölümü.Bulut animasyonu gerçekte hoş olmuş.
  • Sağ & Sol Sidebar: Temanın içerik bölümünün sağ ve sol tarafında toplam 2 adet sidebar var.Sidebar’daki gadget başlıkla kullanılan özel font Türkçe karakterlerleri desteklemediği için Türkçe karakter kullanmamanızı öneririm.
  • Blog Başlığı: Header kısmındaki animasyonun bozuomaması için her zaman üst tarafta görmeye alıştığımız blog başlığı bu temada sol sidebarın en üstünde.

 

Sade ve şık bir tasarıma sahip Legit teması renk uyumuyla da başarılı bir çalışma bence.Kişisel bloglar için çok uygun bir tema.Animasyonlu header sayesinde ziyaretçilerin dikkatini çekeceğinizden emin olabilirsiniz.

28 Ekim 2012 Pazar

Bunun zayıflıkla bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Hissettiklerimin,şarkılardaki titiz seçiciliğimin... Hatırlarsın bir de mavi marka kazağım vardı. Doğum günümde giymiştim aramız iyiydi, yakasında ellerin gezmişti yanağın değmişti vatkasına. Hah işte hayatım boyunca o kazağı giymek için özenli olmaya söz vereceğimi söylemek istiyorum şimdi. Biliyorsun bir çok konuda sana söz verdim uzun zamandır tutuyorum onları ve kendimi. Hatta yıkaması için anneme götürürdüm yıpranmaz yeminlerimi. Ama konuşunca annem işte o zaman ayrı. Çok bahsediyor senden. Üzüyor beni. O ara biraz rengi soluyor mavimin. Çok soruyor. Çok değil de yeri geldiğinde; birinin çocuğu olduğunda birinin düğünü olduğunda birine bir şey olduğunda seni soruyor. Yani seni hala benimleymişsin gibi düşünüyor. "Az önce konuştuk biz de yeni bir koltuk takımı beğenmiş" demeyi çok isterdim. Kışın kayağa gideceğimizden veya bir bahar gecesinde doğacak bir çocuktan bahsetmeyi de. Ben
bu gece bunları düşünerek uyuyacağım seni bilemem. Açıkçası bilmek de istemiyorum. Şu an ne yaptığını. Ama sesin çok iyi geldi bugün. Bir yere kadar. Bir yerden sonra değiştin. Bunu tek başına nasıl anlatabildiğimi düşünüyor musun için. Hiç bir şeyin içine seni dahil etmeden anlatabildiğimi. Düşünsene seni anlatabildiğimi aslında. Her şeyinle. Bilmiyorum belki anlatmazdım, kıskanırdım seni ama boğazım bu kadar düğümlenmezdi. Biradan olmasını umardım ama bu yumruğu yutamıyorum. Bir yerden sonra değiştin işte sen de. Dediğimi anladın. Konuştuklarım iyi gelsin isterdim sana destek olmak için aradım.Sofrada adım değil de benim çorba da tuzum olsun istedim. Seni özlediğimi söylemek istedim aslında. Bu kötüydü biliyorsun -bu konuşma- iyi niyetli bir intihardı. Ama sesin çok iyi geldi önce. Bir yere kadar. Bir yerden sonra değiştin. Sonra susmaya başladık bu iyi değil biliyorsun. Bir telefon konuşmasında yapılacak en kötü şeyi yaptık. Sesinin çatallaşmasını sevmiyorum. Üzülüyor gibi yapmadığını düşünüyorum. Üzülüyorsun biliyorum buna da üzülüyorum. Artık farklı şarkılarda öpüşeceğiz. Ben buna da çok üzülüyorum. Çok üzülüyorum,  Hayatımda dürüst olmam gereken tek bir an da hata yapmış bir adamım ben. Benim için dua etme ben senin için yeterince bağırdım avuç açtığına. Çok ağladım, diyetini, bedelini, hesabını kapattım tanrıyla. Mutlu olman için elimden gelenin fazlasını yaptım. Bunlar sana son satırlarım demeyi çok isterim. Çok isterdim. Çok... Son bir defa seni görebilmiş olmayı. Son bir defa daha sesini duyabilmeyi. Ömrümün sonuna kadar sana veda etmeyi. Ömrümün sonuna kadar. Bu et bu ruhu taşımayı bırakana kadar. Seni affetmiş olmayı çok isterdim ama ben affetmeyi öğretemedim kendime. Seni seviyor ve özlüyorum...
Hoşça kal sevgilim, iç sızım, yüreğimdeki kabuk, koynumdaki cehennemim... Gitmelisin, çünkü sen kaptan değilsin. Gemi batıyor, hadi kurtar kendini. Giderken bir el yalnızlık sık alnımın ortasına, öldür beni...

24 Ekim 2012 Çarşamba

İpucu Balonu Tarzında Sosyal Butonlar

Ziyaretçilerinizin, blogunuzu sürekli takip etmelerini sağlaacak sosyal takip butonlarına çok önem veriyorum.Her kesin zevki ve blog tasarımı da farklı olduğu için değişik türlerde ve ytarzlarda sosyal takip butonlarını sizlerle paylaşıyorum.Bugüne kadar paylaştığım sosyal takip butonları eklentilerini hatırlatayım:

İpucu Balonu Tarzında Sosyal Butonlar

 

Sosyal takip butonlara bir yenisini daha ekleyiyorum.Bu eklenti, başlıkta da belirttiğim gibi ipucu balonlarını andıran tarzda ikonlar kullanılarak yapılmış ve CSS zoom tekniği kullanılarak ikonların üzerine gelince büyütme efekti verilmiş.

Hover efektini görmek için videoyu izleyebilirsiniz.

 

 

Eklentiyi blogunuza eklemek Blogger kumanda paneline giriş yaptıktan sonra Yerleşim > Gadget Ekle > HTML/JavaScript yolunu izleikten sonra aşağıdaki kodları ekleyin.

<style>
/* İpucu Balonu Tarzında Sosyal Butonlar  */
.ipucubalonu{
list-style-type:none;
margin:0;
padding:0;
}
.ipucubalonu li{
display:inline;
width: 60px;
height:60px;
}
.ipucubalonu li img{
width: 50px;
height: 50px;
border:0;
margin-right: 4px;
-webkit-transition:-webkit-transform 0.1s ease-in;
-o-transition:-o-transform 0.1s ease-in;
}
.ipucubalonu li img:hover{
-moz-transform:scale(1.8);
-webkit-transform:scale(1.8);
-o-transform:scale(1.8);
}
</style>

<ul class="ipucubalonu">

<li><a href="http://feeds.feedburner.com/bloghocam" target="_blank"><img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEin2hMoqeVl-6sxEY8NjVGCJCUoLfpB7cvSqDzVIRFfOW08nPLdG3Xr1Dw5uA5BvvpqmC2O13ENseXe3365zMiA_IoDIy2hy9DDfAV45cZqfo_9NV6-fFixuhzdHauCMiWtP8telVL3PVFi/s64/ipucubalonu-rss.png" title="Add RSS Feed" /></a></li>

<li><a href="http://www.facebook.com/bloghocam" target="_blank"><img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjwEGiqrtP8IxD1lbNLGaZzhb73FoZhsZwpE-Kf1tyGXKD6yul_YjZuTzWQNeSYZUzzoSTd-FGV281ma-XocrcRQ30NFWXXf4gGYyYB8WbSTRi8OIxp85ysaH7iSgjrOl5PWoeRdnE6_gQB/s72/ipucubalonu-facebook.png" title="Add to Facebook" /></a></li>

<li><a href="http://www.twitter.com/bloghocam" target="_blank"><img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_mmITP0FMqC9FOPLDLj8AJJI3whQ2lcYj1kngYneQPPONMRBAsjtjH3haiuKLYR6Ojlk-ryYcIO75ZJEo8sT47YWhATvjRF6C6iKZoGQRjdhjURBac7wl-xGdAB1SN0IeHHv_NupF6082/s64/ipucubalonu-twitter.png" title="Add to Twitter" /></a></li>

<li><a href="https://plus.google.com/108761595756468128383" target="_blank"><img src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhi1nYkOY3Serno-VfHlIl3GcV6KQ8QRK5WWGIAqFMFHCx36itWrQPjtyX2xS1fF7X6aLnHetcX5Ac_us3l8OquRsOBEwViHPMUQxBRoN2gcZPuvWUMUnaIO0Qfx7FmHz8MUSuyFaNb3KyT/s64/ipucubalonu-google.png" title="Add to Facebook" /></a></li>

</ul>

 

Değiştirmeniz gereken yerleri beyaz vurguyla gösterdim.Oralara kendi FeedBurner, Facebook, Twitter ve Google+ hesaplarınızın adreslerini yazın.

22 Ekim 2012 Pazartesi

''Evlilik''

ilk beş yılını tamamlamak üzere olduğum serüvenim.

legalleştirilmiş cinsel hayat, kurumsallaştırılmış statüsel imgelenme* gibi tamlamalardan sıyrıldığında, evlilik tam olarak kaotik tabanlı şenlik yazılımı. aynı sahnede dönüşümlü olarak trajedi, komedi, dramın oynandığı, perdenin kapanmadığı oyun temsili.


birini tanımak ya da artık evlenmiş olmak; sonrasını keskin bir monotonluğa bırakan, tek plana sabitlenmiş bir film karesi değil. varmanın değil yolda olmanın önemli olduğu bir yolculuk hali. bazen bir günün diğerine benzemez, bir halin diğeriyle çakışmaz. her zaman çok huzurlu, dengeli ve çok mutlu olman* gerekmiyor. trendy koltuklarında ve karaca yemek takımlarıyla sürekli yemekli misafir ağırlayıp steril hayat gösterimi yaptığın bir altın günü hali hiç değil.

dip dibe dolaşıp da "biz olalım-her adımı birlikte atalım" diye bunaldığım bir yer değil, ikimizden birisi yalnız kalmak istediğinde kimsenin çekelenmediği, baba evinden en sevdiğim yalnızlığımı da valizime koyup getirdiğim bir yer.

bazen kapıların çarpıldığı, bazen hiç konuşmadan anlaşıldığı; sessizliğinde boğulduğun ya da bazen onu mutsuzluğunda boğduğun zamanların olduğu; yüzlerce yıllık kalelerde, bir ortaçağ şehrinin taş merdivenlerinde öpüşürken evrenin susarak kutsadığı, kaybolduğunda ona tutunarak kendini bulduğun bir yol, sıçramalı süreksizlik hali.

dün* birlikteliğimizin sekizinci yıldönümüydü, mutfakta bira yaparak kutladık. ben kazanda malt özütü, şerbetçiotunu karıştırırken o da hortum, huni ve şişelerden bir düzenek hazırlıyordu. durup bize baktım; evlilik albümünün eşsiz fotoğraflarından birisiydi, diğerlerinin yanına ekledim.

tıpkı diğerleri gibi eşsizdi; annemi yoğun bakım odasının kapısında beklerken elimi hiç bırakmadığı fotoğraf gibi, bir mezarın çukuruna yarı beline kadar girip babannesini gömerken gördüğüm gibi, evin bir duvarını tamamen kaplayan ikea kitaplığını saatlerce birlikte oturup monte ettiğimiz gün gibi, karnımdaki bebeğimizi kaybettiğimde elini hiç karnımdan çekmeden uyuyakaldığı gece gibi, birlikte rakı sofraları kurup sonra çok sarhoş olup klozete eğilmiş kusarken kafamı sımsıkı tuttuğu an gibi.

her geçen gün o albüme yeni fotoğraflar ekleyip duruyorum. emin olduğum tek şey; hayatımın geri kalanında sabah uyandığımda ilk bu adamın yüzünü görmek istiyorum.

Bumerang Türkiye'nin En İyi Blog ve Web Sitelerini Ödüllendiriyor

Türkiye’deki blog ekosistemini geliştirmek amacı ile 2007 yılında kurulan ve bünyesinde 20 bini aşkın bağımsız yayıncının yer aldığı Bumerang, Türkiye’nin en iyi blog ve web sitelerini ikinci kez ödüllendirmeye hazırlanıyor.

Bumerang Ödülleri

Bumads ile İçerik Aşkına

"Bumads ile İçerik Aşkına" konsepti ile hazırlanan etkinlik, 29 Kasım Perşembe günü Hilton Convention Center’da gerçekleşecek. Gizmodo Chief Editörü Matthias Sternkopf başta olmak üzere sektörün önemli isimlerinin katılacağı, sosyal medya, bloglar ve content marketing gibi başlıkların konuşulacağı konferans ile başlayacak etkinlik sonunda, katılımcılar aldıkları eğitimi belgeleyen sertifikanın da sahibi olacak.

“Bumads ile İçerik Aşkına” etkinliği Türkiye’nin en’lerinin seçileceği Bumerang Ödülleri‘yle devam edecek.

“En Tarz Blog” “En Çalışkan Blog” “En Sosyal Blog” “En Bilge Forum” “En İyi Yerel Site” ve "En Uyumlu Site" kategorilerinde düzenlenecek olan ödül töreninde “Jüri Özel Ödülü” de dahil olmak üzere toplam 7 site sahibi The New iPad kazanacak. Ayrıca tüm finalistler sürpriz hediyelerle ödüllendirilecek.

Bumerang kullanıcı paneli üzerinden kolayca başvurulabilen yarışmada, başvuru onayından sonra “sms oylaması”na geçilecek. Sonrasında ise her kategori, kendi alanında uzman jüri üyeleri tarafından değerlendirilecek.

Dünyaca ünlü bloggerlar, sektörün önde gelen markaları, reklam ajansları ve basının katılacağı "Bumerang Ödülleri"nde müzik dünyasının sevilen isimi Mirkelam ve İskender Paydaş sahne alarak konuklara unutulmaz dakikalar yaşatacak.

Siz de Türkiye’nin en iyileri arasında yer almak istiyorsanız Bumerang’a kayıtlı olan blogunuz/siteniz ile 15 Kasım 2012 tarihine kadar bumerang.hurriyet.com.tr’den yarışmaya başvurabilirsiniz.

Eğer hala Bumerang üyesi değilseniz kolayca üye olabilir, başvurunuzu üye girişi yaparak gerçekleştirebilirsiniz.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

19 Ekim 2012 Cuma

İstenmeyen Bağlantılar İçin Google Disavow Aracı

Nisan aynın sonlarında Google, arama sonuçlarında üst sıralarda üst sıralarda gözükmek için yapılan spam backlink çalışmalarını hedef alan Penguen algoritmasını duyurmuştu.Bu algoritmayla birlikte Google, spam backlink çalışması yapan siteleri cezalandırmayı amaçlıyordu ancak bu drum başka bir sıkıntının da doğmasına yol açmıştı.Negatif SEO…

 

Negatif SEO Nedir?

 

Spam backlink çalışmalarının sitelere verdiği zararı anlayan kişiler, bu durumu rakiplerinin aleyhine kullanmaya başladılıır ve böylece negatif SEO kavramı oluştu.

 

Sıralamada kendinden daha üst sırada yer alan bir sitenin sıralamasını düşürmek isteyen kişiler, o site için spam backlink çalışmaları yapmaya başladılar ve Google tarafından cezalandırılıp sıralamada gerilere üşmesini sağladılar.

Google Disavow Aracı Nedir?

 

Google Penguen algoritmasının yol açtığı bu olumsuz durum yüzünden bir süredir Google’dan karşı bir hamle bekleniyordu ki geçtiğimiz günlerde Matt Cutts, resmi Google blogunda yaptığı bir açıklamayla, sitelere gelen ancak istenmeyen linkleri reddedebileceğiniz Disavow aracını duyurdu.

Yukarıda bu aracın ortaya çıkmasına neden olan “Negatif SEO”  kavramından bahsetmeye çalıştığım.Eğer siz de negatif SEO saldırısına maruz kaldıysanız ve bilmediğiniz sitelerde yüzlerce spam link alıyorsanız bu aracı kullanarak, istemediğiniz bağlantıları reddedebilir ve Google’ın bu linkleri görmezden gelmesini sağlayabilirsiniz.Böylece siteniz bu olumsuz SEO saldırılarından etkilenmemiş olur.

Google Disavow Aracı Nasıl Kullanılır?

Öncelikle bu aracın, Google Penguen güncellemesi sonrasında negatif SEO saldrısına maruz kalan siteler için olduğunu tekrar hatırlatmak isterim.Son zamanlarda Google sıralamalarınızda ciddi düşüşler yaşadıysanız, Google Webmaster Central veya diğer üçüncü parti backlink uygulamalarını kullanarak spam olarak sitenize gelen bağlantıları tespit etmelisiniz.

 

Reddetmek istediğiniz siteleri tespit ettikten sonra Google Disavow aracına gidin. Burada açılır menüden iyileştirme yapacağınız sitenizi eçere bir sonraki adıma geçin.

Google Disavow tool


Şimdi br .txt dosyası oluşturarak içerisine spam link gönderen siteleri yazın.Txt dosyasına iki şekilde URL girebilirsiniz.

  • spam.com sitesinden gelen tüm bağlanttıları reddetmek için domain:spam.com
  • spam.com sitesindeki belli sayfalardan gelen bağlantıları reddetmek için her satıra bir adet olmak üzere
    http://www.spam.com/contentA.html
    http://www.spam.com/contentB.html http://www.spam.com/contentC.html

şeklinde oluşturduğunuz TXT dosyasını seçin ve gönderin.Google’ın bu bildirimi işleme koyması ve sitenizi yeniden değerlendirmesi 1-2 hafta kadar sürebilir.

 

Google Disavow tool

 

Önemli Not: Bizim gibi kişisel blog sahipleri çok büyük ihtimalle bu araca ihtiyaç duymayacaklardır. Gerçekten ihtiyacınız yoksa ve ne yaptıüğınızdan emin değilseniz bu aracı kesinlikle kullanmayın!

18 Ekim 2012 Perşembe

2012 Bumerang Ödülleri Başlıyor

Bumerang network bloglara ilk desteğini trafik sağlayarak vermeye başlamıştı. Ardından belkide Türkiye’nin en kazançlı ve en güvenilir kazanç sistemi olan bumads ile bloglara maddi destek vermeye başladı.

Zaman zaman düzenlediği özel etkinliklerle blog yazarlarını bir araya getiren ve onların gsosyalleşerek güzel vakit geçirmesini sağlayan Bumerang’ın etkinliklerinden biri de, ilkini geçen sene gerçekleştirdiği blog ödülleri.


Bumerang ödülleri 2012 etkinliği için de başvurular başladı.6 farklı kategoride en iyi blogların seçileceği yarışmada blogcular birbirinden güzel hediyelerin yanısıra Mirkelam ve İskender Paydaş konserleriyle de eğlenceli bir gün geçireceğe benziyor.

Ödül Töreni

Blooglar Hangi Kategorilerde Yarışacak?

 

Blogların yarışacağı kategoriler şunlar:

En Tarz Blog: Sitede kullanılan görsellerin içerikle uyumlu bir biçimde bütünleştiği, tema tasarımıyla ve uyumlu renk kullanımlarıyla dikkat çeken, ziyaretçilerine kolay ve rahat bir okuma olanağı sunan, özgün, yaratıcı tasarıma sahip, site menüsünde anlaşılır ve kolay kullanım sağlayan siteleri kapsar.

En Çalışkan Blog: Hedef kitlesine uygun içerik zenginliği ve geniş arşivi ile dikkat çeken, blog içeriklerini düzenli aralıklarla güncelleyen, okuyucularına benzersiz araştırmalar sunan, yazılarını video ve görsellerle zenginleştiren, özgün ve farklı anlatıma sahip bilgileri içeren siteleri kapsar.

En Sosyal Blog: Okuyucularına kendi alanında özgün içerikler sunan, sosyal medyayı yakından takip ederek aktif kullanan, tüm platformlarda okuyucularıyla etkileşim halinde olan, okuyucu yorumlarına önem veren, sitesini faydalı widgetlarla zenginleştiren siteler bu kategoride değerlendirilecektir.

En Bilge Forum: Belirli bir konu üzerine yoğunlaşmış, belirlenen konu üzerinde güncel paylaşımları bulunan, oturmuş bir içerik paylaşımcı kitlesine sahip, konu ile ilgili farklı bilgi ve paylaşımları içeren, içeriklerini doğru kategorilendiren, tasarım olarak kullanışlı forumları içerir.

En İyi Yerel Site: Güncel il ve ilçe haberlerinin bulunduğu, ekonomi, etkinlik, kültür& sanat ve siyasi içeriklere yer verip tasarım açısından da özenli olan siteler bu kategoriden başvurabilirler.

En Uyumlu Site: Arama motorlarıyla uyumlu, tüm browserlarda (tarayıcı) sorunsuz çalışan, içeriklerine mobil cihazlardan da kolayca erişilebilen, site yüklenme hızına önem veren siteleri içerir.

Yarışmaya Nasıl Katılabilirim?


1. Bumerang ödüllerin 4 aşaması var.Bunlarda ilki katılım aşaması.Yarışmaya katılmak için yarışma başvuru sayfasına giderek formu esksiksiz ve doğru bir şekilde doldurmanız yeterli.

2. İkinci aşama ise onay aşaması.Başvurunuzu değerlendiren editörler şartları sağladığınıza kanaat getirdikleri taktirde başvurunuzu onaylayacaklar.

3. Üçüncü aşama halk oylaması aşaması.Katılımınız onaylandığında size bir link ve şablon kodu verilecek.Bu link ve şablon yardımıyla ziyaretçileriniz veya takipçileriniz blogunuza oy verebilecekler.Halk oylamasında maniplasyonların önüne geçmek için cep telefonu onayı gerektiğini de hatırlatayım.

4. Son aşama ise jüri değerlendirmesi aşaması.Halk oylaması sonucunda, her kategoride en çok oyu alan 10 blog jüri değerlendirmesine sunulacak ve hürinin belirlediği 3 bloga ödül verilecek.

 

Kategori Birincilerine Verilecek Ödüller

 

Kategori birincilerine verilecek ödüller arasında göze en çarpanı The New iPad olsa gerek.Bunun dışında sponsorlar tarafından sürpriz hediyelerin verileceği ve geniş kapsamlı basın duyuruşarının yapılacacğı da belirtilmiş.

 

Ben katılmayı düşünmüyorum.Katılacak arkadaşlara başarılar dilerim.Umarım adil bir değerlendirme olur ve hakedenler kazanır.

BOL ŞANS!

Kaynak: http://bumerang.hurriyet.com.tr/bumerang-blog-odulleri.htm

17 Ekim 2012 Çarşamba

Smoother Blogger Teması

Dikkat ettiyseniz bir blogda sadece farklı özelliklere sahip ve orijinal temalar paylaşıyorum.Beğendiğim diğer tüm temaları ise Facebook, Google+ ve Twitter hesaplarımda paylaşıyorum.

Smoother Blogger Template

DEMO & DOWNLOAD

 

Smoother temasının da kendine has, harika özellikleri olduğu için blogda paylaşmaya karar verdim.İşte temanın göze çarpan bazı özellikleri:

  • Temanın sağ tarafında şık bir sidebar var.Sol tarafta ise sayfayla birlikte kayan ve sadece paylaşım butonlarından oluşan bir bar var.
  • Blog başlığında kullanılan font hover efekti sayesinde logosu olmayanların ayrıca logoya ihtiyacı yok.
  • Yazı başlıklarında gölgelendirme kullanılmış ve üzerine gelindiğinde yumuşak bir renk geçişi var.
  • Numaralı sayfa navidasyonu, otomatik devamını oku gibi bazı eklentiler hazır.
  • Tüm  ekran çözünürlüklerinde sorunsuz çalışıyor.
  • Blogger şablon düzenleyiciyle uyumlu olduğu için bazı değişiklikleri kolayca yapabilirsiniz.

15 Ekim 2012 Pazartesi

Anladım ki bizim son bir şansımız daha yok...Ihtimalleri tükenmiş kaçınılmaz bir sonun son demlerini yaşıyoruz. Sevmişiz, üzülecekmişiz, yıpranacağız kimin umrunda...Keşke senden nefret edebilseydim, umursamayabilseydim, kolayca sırtımı dönebilseydim sana... Gidebilseydim senden...Ben üzülerek uzaklaştım senden, kırılarak çıktım yüreğinden... Aşkla, sevgiyle alıştım yokluğuna...Aşk nasıl üzebilirdi ki bir insanı bu kadar?
Biz seninle öyle bir koptuk ki; yeniden bağlanalım desek, canımız daha çok yanar...
ben seni severim sevmesine de toplum buna hazır değil
nükleer denemeler kyoto sözleşmesi küresel ısınma falan.
belki sen çok küçüksün belki benim ruhum ölü
biraz nietzsche biraz kant kafan karışmış belki
parlıamanet'i de bozdular tutunacak dalımız mı kaldı?
pavyonda tanıdığım bilge bir pezevenk vardı!
kötü kitaplar okumak kötü yaşamak gibidir derdi.
iyi kitaplar okudum bir boka yaramadı..

ben seni severim aslında da düzenim bozulur diye korkuyorum
durduk yere başımıza saçma sapan bir aşk çıkar
sinemaya gitmeye ele ele tutuşmaya falan kalkarız
işin yoksa çiçek al,saç tara, parfüm sık.
küsmesi,barışması,ayılması,bayılması
hatta eninde sonunda kaçınılmaz ayrılması
meyhanede tanıdığım gerzek bir filozof vardı!
güzel kadınlar insanın ömrünü uzatır derdi.
bir sürü güzel kadın girdi hayatıma
hepsi ağzıma sıçtı..

ben seni severim belki de rabbim buna hazır değil.
her şeyin güzelini sever o ideal birliktelikler ister
seninle benim yan yana oturacağımız çekyata
ne ilahi adalet sığar ne de diyalektik..
içime çöreklenmiş sığ bir sığır var benim.
ben seni severim sevmesine de
iş çıkarmasana şimdi ne gerek var güzelim..

Ali Lidar

Facebook’ta Görünürlüğünüzü Arttırın

Blogcular dünyanın en büyük sosyal ağı olan Facebook’ta blogları için hayran sayfaları oluşturarak oradaki hedef kitleleriyle etkileşime geçiyor ve bloglarının promosyonunu yapıyorlar.Peki sayfalarının beğenerek onları takip etmeye başlayan hayranlarının kaçına ulaşabiliyorlar?

 

Facebook sayfanızda paylaştığınız bir gönderinin, sayfanızı beğenen herkese ulaştığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz.Paylaştığınız gönderiler hayranlarınızın sadece belli bir kısmına ulaşır ve bunu Facebook’un “EdgeRank” isimli algoritması belirler.

 

edgerank

 

EdgeRank Nedir?

 

EdgeRank, yularıda da bahsettiğim gibi hangi gönderinizin hangi takipçide gösterileceğini belirleyen algoritmanın adıdır ve şu 3 faktöre bağlıdır:

  • Yakınlık: Gönderilerinizin, daha önceki gönderilerinize yorum yazarak,  beğenerek, paylaşarak sizinle etkileşimde bulunan kişilerde gözükme oranı çok daha fazladır.
  • Ağırlık: Sayfanızı beğenen bir kişi, daha önce fotoğraf türündeki gönderilere daha fazla ilgi gösterdiyse, bundan sonraki fotoğraf türündeki paylaşımlarınızın, o kişide gözükme oranı fazladır.
  • Zaman: Gönderinizin ne kadar yeni olduğu ve sayfanızı beğenen kişinin Facebook hesabına ne sıklıkla girdiği, gönderinin o kişide gözüküp gözükmeyeceğinde rol oynar.

 

EdgeRank Neden Önemlidir?

 

Ben gönderimi Facebook sayfamda paylaşırım, insanlar sayfamı ziyaret edip linkime tıklar ve gönderimi beğenir diye bekliyorsanız çok büyük bir hata yapıyorsunuz demektir.Çünkü Facebook sayfasında paylaşılan bir öğeyi beğenen veya yorum yazanların %96’sı bu gönderiyi kendi zaman tünellerinde gördüklerinde etkileşime geçiyorlar.

 

Facebook’a giren bir kullanıcı, zamanının %27’sini zaman tünelindeki gönderilere bakmakla geçiriyor.Ve Alexa verilerine göre Facebook, Google’ı da geride bırakarak Türkiye’nin en çok ziyaret edilen sitesi olmuş durumda.

 

İşte tüm bu nedenlerden dolayı her blogcu Facebook’ta ve insanların zaman tünelinde olmak zorunda.

 

EdgeRank Nasıl Geliştirilir?

 

Daha fazla kişinin zaman tünelinde gözükerek, Facebook’tan daha fazla trafik sağlamak istiyorsanız EdgeRank’inizi geliştirmelisiniz.Bunun için yapablecekleriniz şunlar:

  • Kısa Yazın: Sosyal medya ajanslarının araştırmalarına göre 100-250 karakter arasında yazılan mesajlar %60 daha fazla yorum, beğeni ve paylaşım alıyor.
  • Görselliğe Önem Verin: Paylaşımlarınızda fotoraf ve video içerikleri kullanmaya dikkat edin.Fotoğraf ve video içeren gönderilre %100 daha fazla etkileşim getiriyor.
  • Katılıma Çağırın: Hayranlarınızdan yorum yazmalarını ve beğenmelerini rica edin.Zaman zaman küçük yarışma ve oyunlar düzenleyerek katılımı arttırın.
  • Sık Paylaşın: Facebook sayfanızda paylaşım yapma sıklığınız ne kadar artarsa hayranların zaman tünelinde gözükme şansınız da o kadar artar.Unutmayın insanların %96’sı zaman tüneline düşen gönderiler sayesinde sizinle etkileşime geçiyor.
  • Zamanlamayı İyi Yapın: Her asyfanın takipçi kitlesi birbirinden farklıdır.Benim sayfamı takip edenler sabahları online olurken, sizin takipçileriniz gece yarısı online olabilir.Çeşitli denemeler yaparak en çok hangi zaman aralığında yaptığınız paylsşımlara reaksiyon aldığınızı tespit edin paylsşımlarınız saatlerde yapmaya çalışın.
  • İlgili İçerik Paylaşın: Blogunuzun ismiyle açtığınız Facebook sayfasında sadece blogunuza ait içerik ve linkleri paylaşmak doğru değildir.Sayfanızı beğenenlerin ilgisini çekecek konularda haberler, fotoğraflar, videolar ve linkler paylaşın.

    12 Ekim 2012 Cuma

    unutmuştum seni. inan bana, gerçekten hiç aklıma gelmiyordun artık. yemin ederim iyiydim ben, hiç düşünmüyordum seninle ilgili hiçbir şeyi. bende herkes gibi "hayat her şeye rağmen güzel" deyip, en azından kendimi bu yalana inandırıp toparlanmaya çalıştım. hayal kurmayı bıraktım, seni hatırlatacak hiçbir objeyle göz göze gelmemeye çalıştım, uzaklaştım hepsinden. sigarayı azalttım, kendimi kötü hissettirecek diye bazı şarkıları dinlemedim, geceleri uyku hapları alıp, gündüzler
    erkenden uyanıp insanların arasına karışıp, oyalandım ve bir süre sonra da bunu başardım. unutmuştum seni!

    bilincimin imkan verdiği bütün yolları denedim seni hatırlamamak için, ta ki seni rüyamda görünceye dek. parkın birinde bir bankta oturuyordum, sonra birden sen çıkıp gülümseyerek bana doğru ilerledin. yanıma oturdun... hiçbir şey olmamış gibi; "-hala eskisi gibi miyim?" dedin.

    hala eskisi gibiydin... teninin gün ışığına değdiği yerde cennetin nüks ettiği, bundan başka hiçbir benzetmeyle ifade edemeyeceğim bir güzellikteydin. ama cevap veremedim, sustum, neden ben de bilmiyorum, belki konuşurdum; ama seni öyle çok andım ki ben yokluğunda, nasıl bir bitmişlik bırakmışsın ki bana, söyleyecek hiçbir şey bulamadım, kalakaldım.

    ve derken uyandım. göğsüm sıkışıyordu. sığmıyordum içime. yangın çıkmış bir ev düşün, tam ortasındasın, sığınacak hiçbir şey yok.

    kalkıp bir sigara içtim, geçmedi.
    elimi yüzümü soğuk suyla yıkadım, geçmedi.
    çıkıp iki sokak dolaştım, geçmedi.
    küfürler savurdum, geçmedi.
    geri geldim, oturdum, ağladım, geçmedi.
    elim telefona gitti, numaran değişmişti. geçmedi,
    ben kendimden geçtim, sen benden geçmedin.
    geçmedi...

    bir kağıt bir kalem alıp, oturdum ve sana bunları yazmaya karar verdim. en azından içimi dökerim belki geçer diye. kim bilir
    belki okursun... merak etme iyiyim ben. yine toparlanır, yine unuturum seni. olur böyle aksaklıklar, bazen insanın kalbi ağır basar. ilk fırsatta unutacağım seni yine, söz. hem şunu da bil;

    senden sonra da sevdim ben...
    ama ne yalan söyleyeyim;
    hepsi yetim bir çocuğun üveyi,
    gerçeğinin yerine koymaya çalışması gibiydi.

    anlıyor musun?

    Bayram Karakeçili

    Zirvedeki Dijital Yaratıcılar Toplanıyor!

    Digital Age Summit ‘Dijital Yaratıcılık’ temasıyla bu yıl altıncı kez katılımcılarını ağırlayacak.

    Digital Age dergisi tarafından 2007 yılından bu yana düzenlenen ve bu yıl 18 Ekim’de  gerçekleşecek olan Digital Age Summit 2012’nin program detayları bellioldu. Ana sponsorluğunu Vodefone’un , Gençlik  Sponsorluğu’nu ise Coca-Cola’nın sahiplendiği Digital Age Summit Four Seasons Hotel’de gerçekleşecek.

    dijital yaratıcılık
    ‘Dijital Yaratıcılık’ temasıyla, bu yıl altıncı defa katılımcılarını ağırlayacak olan Digital Age Summit’12’nin ana konuşmacılarından ilki Forbes.com tarafından dünyanın en önemli 10 sosyal medya uzmanından biri olarak gösterilen ‘Unmarketing’ kavramının yaratıcısı ve UnMarketing isimli bestseller kitabın yazarı Scott Stratten. Stratten bu yılki Digital Age Summit’te ‘The Business of Awesome’ isimli yeni kitabından; pazarlama, markalaşma, halkla ilişkiler, sosyal medya, insan kaynakları ve müşteri hizmetleri ile ilgili ana iş konseptlerini kapsayan bir sunum gerçekleştirecek.

    konuşmacılar

    Digital Age Konferansı 2012′nin bir diğer konuşmacısı ise sanal âlemde medya tasarımı konusunda araştırmalar ve yaratıcı çalışmalar yapan Beth Coleman. MIT’de ‘Writing and Humanistic Studies and Comparative Media Studies’ bölümünde Yeni Medya Yazarlığı dalında yardımcı doçent olarak çalışan Coleman, son kitabı Hello Avatar: From Virtual Worlds to X-Reality’de ‘sanal tasarım’ ve ‘sosyal ağ kimlikleri’ konularını incelemişti.

    digitalage 12 summit
    Konferansın diğer konuşmacısı ise Porter Novelli Global Teknoloji Uygulama Lideri Richard Cline. Daha önce Voce, Google, Yahoo!, eBay, NetApp, Bell Sports, Intel, Playstation, Dolby, Discovery Channel, Unisys ve diğer benzeri markaları yöneten Richard Cline konferansta Beyond the Conversation: The Evolution ofCorporate Social Media’ başlıklı konuşmasını yapacak.

    sponsorlar

    Bir diğer konuşmacı ise; Mariano A. Bosaz. 2007 senesinden itibaren Coca-Cola South Latin’de İnteraktif Pazarlama Direktörü olarak görev almaya başlayan Bosaz, Coca-Cola’nın dijital pazarlama stratejisini geliştirdi, markaların web/mobil platformlarını birleştirdi ve WorldCup 2012 ile Powerade Latin Amerika gibi projelerin tüm dijital işlerini devraldı. 2011 senesinde Coca-Cola’nın Avrasya ve Afrika Grup İnteraktif Pazarlama Müdürü olan Mariano Bozas konferansta katılımcılarla deneyimlerini Coca-Cola Türkiye İnteraktif Pazarlama Müdürü Yüce Zerey ile ortak gerçekleştirecekleri sunumlarında paylaşacaklar.

    Digital Age Summit 2012’nin program detayları ise şöyle:

    Digital Age Konferansı saat 9’da Digital Age Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Pelin Özkan’ın açılış konuşmasıyla başlayacak.

    Saat 9.30 – 10.20 arasında ise Beth Coleman ’Hello Avatar’ başlıklı konuşmasıyla sahnede olacak.

    Coleman saat 10.20 – 10.50 arasında da kitabını imzalayacak.

    Saat 13.50 – 14.40 arasında etkinliğin diğer bir önemli ismi Scott Stratten ’Untalk’ başlıklı konuşmasıyla sahnedeki yerini alacak.

    Stratten saat  15.30 – 16.00 arasında kitap imzası için okurlarıyla bir araya gelecek.

    Saat 16.10 – 16.40 arasında ise Porter Novelli Global Teknoloji Uygulama Lideri Richard Cline ’Beyond the Conversation: The Evolution of Corporate Social Media’ başlıklı konuşmasını yapacak.

    İletişim;

    Alper Barış alperbaris@kapital.com.tr / 0 212 282 26 40 – 138
    İnternet sitesi        :http://www.mci.com.tr/konferanslar
    Twitter hesap bilgisi    : @digitalage
    Twitter hashtag        :  #digitalage2012

    Bir bumads advertorial içeriğidir.

    10 Ekim 2012 Çarşamba

    BlueBuzz: Bugüne Kadar Paylaştığım En İyi Tema

    Bugüne kadar paylaştığım Blogger temaları arasında benm en iyisi olduğunu düşündüğüm bir temayı tanıtcağım size.Görünüm olarak sade ve çok dikkat çekici değil ama özelliklerini görünce bana hak vereceksiniz.

     

    BlueBuzz Blogger Template

     

    DEMO & DOWNLOAD

     

    • Sayfa Görünümü: Blogu açtığınızda yazılar liste şeklinde alt alta gözüküyor.Ancak barın hemen başındaki grid view ikonuna basarak galeri görünümüne geçebiliyorsunuz.İstediğiniz an list view ikonuna basarak liste görünümüne dönüş yapabiliyorsunuz.Oldukça hızlı ve pratik.
    • Açılır Menü: Temanın en orijinal özelliklerinden biri de barın devamındaki açılır menü.Menüdeki her bir öğenin başında bir ikon var ve bu öğelerin içine gadgetlar entegre edilmiş.Menüdeki son yazılar, son yorumlar ve kategoriler öğelerinin üzerine geldiğinizde açılan panelde o gadgetları göreceksiniz.
    • Sosyal Butonlar: Barın devamındaki sosyal butonlar CSS sprite iözelliği kullanarak oluşturulmuş ve üzerine geldiğinizde rkendi rengine dönüşüyor.
    • Arama Kutusu: Barın sonundaki arama kutusu ilk bakışta size klasik, her sitede gördüğünüz bir arama kutusu gibi gelebilir ama işin aslı öyle değil.Bir arama yaptığınızda küçük bir pencere açılarak sonuçlar orada gösteriliyor.Ana sayfaız açık kalıyor.
    • Yorum Bölümü: Temanın bir diğer güzelliği de yorum bölümü.Özellikle bir kişinin yorumunu yanıtladığınızda aynı çerçeve alındığı için o kişiye verdiğiniz cevap net belli oluyor.

    Bunların dışında resimli otomatik devamını oku, Cufon gibi diğer temalarda bulabileceğiniz özellikler de var ama onlardan bahsetmeyeceğim.

    8 Ekim 2012 Pazartesi

    Blogunuzun Gelişme Sürecini Hızlandırın

    Yeni bir blog oluşturduktan sonra tanınması, ziyaretçi ve yorumların gelmeye başlaması biraz zaman alabilir.Bu süre blogdan bloga değişebilir ama türü ne olursa olsun her blog bu süreci yaşar.

    Blogcu olarak sizin yapmanız gereken şey kimse gelmiyor, kimse yorum yazmıyor diye blog yazmaktan vazgeçmek değildir.Zira blog yazmaya yeni başlayanların büyük çoğunluğu bu hatayı yapmaktadır.

     

    Ayak Ayakkabı Adım

    Yapmanız gereken şey, bu sürecin doğal bir süreç olduğunu bilmek ve blogunuzun gelişme sürecini hızlandırmak için çalışmaktır.Bu süreci hızlandırmak için neler yapabilirim diye soracak olursanız, işte birkaç ipucu…

    Sık Yazın

    Bloglar için güncellik çok önemli.Özellikle blogunuz yeniyse bol bol içerik üretmelisiniz.Bir blogcu için hergün yeni yazı fikirleri bulmak ve onları yazıya dökmek çok zordur, kabul ediyorum ama blogunuzun gelişim sürecini hızlandırmak için biraz fedakarlık yapmalısınız.

    Sık güncellenen blogların takipçi ayısı artacağı gibi Google’da daha fazla içeriği olacağı için organik trafik kazanma şansı da artar.

     

    Diğer Blogcularla Network Kurun

    Diğer blog yazarlarıyla iletişim kurmaktan, soru sormaktan, yardım istemekten, sohbet etmekten çekinmeyin.Bu size hiç birşey kaybettirmez.Aksine birbirinize destek olarak blogunuzun gelişme sürecini hızlandırabilirsiniz.

    Bu kadar fazla sayıda blogun ve blogcunun olduğu bir ortamda tek başınıza hareket etmek gerçekten çok zordur.Onlara link verin, yazılarına yorum yazın, blog dünyasında aktif olun.

    Sosyal Medyayı Kullanın

    Amacınız yazılarınızı daha fazla insana ulaştırmak değil mi? O halde sosyal medya sizin için kaçırmamanız gereken bir fırsat.Mümkün olan her sosyal platformda bir hesap oluşturarak hedef kitlenize ulaşın.Onlarla iletişim kurun, blogunuzdan ve yazılarınızdan bahsedin.

     

    Konuk Yazar Olun

    Konuk yazarlık hem diğer blogcularla iletişim kurmak, hem de blogunuza trafik sağlamak çin kullanabileceğiniz en iyi yöntem.Hedef kitlenizin takip ettiği blogları tespit ederek onlara konuk yazar olun.

    Eğer başka bir blog için içerik üretme fikri size saçma geliyorsa konuk yzarlığın faydalarını henüz anlayamamışsınız demektir.O halde sizi konuk yazarlığın faydalarını somut bir şekilde gösterdiğim yazımı okumaya davet ediyorum.

    Blogunuzu geliştirmek ve belli bir düzeye getirmek için çok çalışmaya ve zamana ihtiyacınız olduğu kesin.Ancak yazdığım bu öneriler, blogunuzun gelişme sürecini hızlandıracaktır.Bundan emin olabilirsiniz.

    7 Ekim 2012 Pazar

    Kimdin, ne istiyordun. Neden bütün üzüntülerim, bütün mutluluklarım sana çıkıyordu. Üşüyordum, sonbahar'dın..Donuyordum, kıştın. Söyler misin, kim açıklayabilir bana evrendeki boşluğu, sokaklardaki insan kalabalığını. Yaz sıcağının tenimde evrimleşmesi, otobüs koltuklarının soğukluğunu. Dün gece az daha ölüyordum biliyor musun, onu unutursam dedim, onu bir defa olsun unutursam ben neden yaşarım,nasıl yaşarım. "Artık yoksun" lu cümle girişleri ve boşalan market rafları. Hepsi benim hüznüm, hepsi benim cinayetim. Bu kadar mı gereksiz yaşar dedim insan.. Bu kadar mı ucu ucuna, olsan yaşamımdın, yoksun ölümüm. Kelimelerin incitmek istemem, seni,ve aşk'ı incitmek istemem. Ya ben sana yakışmadım, ya da güzel durmadım yanında. Müsait bir zeminde..ki tenin hemzemin bir geçit ömür yolumda.. Bir kazadır, oldu diyip geçelim, bariyerdi gözlerin, çok seviyordum yüzseksenle girdim, af dilerim..
    Kimdin, ne istiyordun,
    bilmiyorum..Gereksiz bir üzerine alınma durumu yaşadık sanırım, verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür dilerim..
    Ah be gülüm sen aşk arıyorum demişsin ama maşallah her yöne 15.000 dakika gibisin. Aramadığın numara kalmamış.:D

    5 Ekim 2012 Cuma

    Aşkım.

    Aslında sana sövmek istiyorum. sanırım bunu yapacağım. Ama yine de, söyleyeceklerime karşılık vermeni istemiyorum. Kuşaklar arası bir çatışma ya da psikolojik bir savaş çıkmasın aramızda. Adın gibi biliyorsun ki, aklım hala sendeyken, hangi psikolojinin, hangi savaşı olabilirim? Türkçe'yi ilk defa böyle içten kullanarak, aşkım diyorum. O son konuşmamızda da aşkım demiştim aslında, ama arkandan ve sessizceydi. Fakat sen, git dedin.. Koşarak uzaklaşıyordun ve belki sevgilim demiştin de, ben git anlamıştım.. İşte uzun zamandır böyle teselli ediyorum ve dindiriyorum iç sesimi. Sabah ezanını duyar gibiyim şuan. Biliyorum ki sen bu saatte uyuyorsun. Beraberken, bu saate kadar hep uyuyakalmış olurdun. Belki de sıkılıp, uyumuş taklidi yapardın. Ama ben uyuduğuna inanmak istiyorum.. Uyuduğun ve tekrar uyanacağın, tekrar sarılacağın.. Gözümü açtığım her karanlıkta, karşıma gölgen çıkıyor,

    Merhaba aşkım.

    Gölgen karşıma çıkıyor ve dudağından öpmeye başlıyorum. Gölgelere sarılma ihtimali yoktur hiçbir insan evladının, yoksa onu da yaparım biliyorsun. Bu gölge, belki de sensizliğin, sessizliğin hatta piçliğimin gölgesi olabilir. Herneyse.. Sol omzumdaki kötü bir meleğe ait bu düşünce, böyle olamaz, olmamalı. Farklı açılardan gölgene bakıyorum. Ellerimi sağa sola oynatıyorum ve bana sarılmış gibi oluyorsun. Sonra sarıp, seviştiriyorum ellerimi bedenimle. Bir görsen, aynı sen. Gülümsüyorsun,

    Merhaba aşkım.

    Telefon konuşmalarımız ve birbirimizi nasıl sevdiğimiz aklıma geliyor. Aslında emin olduğum tek şey, benim seni sevdiğim. Sana inanmak gibi bir şansım, elbette yok. Sevmeni de bekleyemem üstelik. Ya da öyle olduğunu sanamam. Bu çok saçma olur. Seni kaybetmiş olduğuma inandırmam gerekiyor artık kendimi. Ve seslenmek kendime; “seni kaybederken, kendimi kazanmış da olabilirim..” Deli gibi inanıyorum bu yalana ve resmini son kez çıkarıyorum albümden,

    Merhaba aşkım.

    Biraz realist olsun istiyorum yazdıklarım. Aklıma geliyor sonra, diyorum ki; “resimlerine bakarak, ne çok akıtan vardır şuan.” Sonra akan herşeyin, gözyaşı olmasını diliyorum Tanrıdan. Hatta önünde eğilip, yalvarıyorum ölmen için. Daha fazla günaha girmeden veya daha fazla insan sana girmeden, ölmen.. Çünkü öyle olursa, bir yerlerde mutlaka, köşeyi dönerken çarpışacağız ve birbirimizi tanıyor olacağız. Sonra aynı anda aynı dillerde, hatta dil dile haykıracağız,

    Merhaba aşkım.

    O insanlar mı senin koluna girdi, sen mi onların bilmiyorum ama hepinize kolum girsin. Demiyorum tabi ki. Diyemiyorum.. Kızıp adımı dahi unutabilirsin çünkü. Aslında bunları yazarken bir bilmece içinde hissediyorum kendimi. Belki aptalca olacak ama, dönmeni bekleyeceğim bu yazılanlar sayesinde. Ne aptalca dediğini duyuyorum.. Bazen tekrar dönersen vereceğim cevap aklıma geliyor. Tahmin ettiğin gibi; çelişkidir bu. İyi bilirsin üst üste binme olaylarını. İşte tam da anladığın gibi, üst üste binecek iki ayrı ses. Birisi siktir git ulan orospu çocuğu diyecek, diğeri,

    Merhaba aşkım.

    Sana duyduğum şeylerin aşk mı, hayranlık mı olduğunu kavramam çok uzun sürmüştü. Sonucunu hala bulmuş değilim ama şuan sana karşı yoğun duygular içerisindeyim. bitch, prostituierte, salope, bastardo.... Dört farklı dil, dört farklı kelime.. Anlamaya çalışmana gerek yok. Kısacası terkettiğin gece ardından ettiğim küfürler bunlar. Ağır ama, yağmurlu günlerde üzerimize su sıçratan arabalar, durakta insanları es geçen dolmuşlar, havanın kötü olması gibi ufak olaylara kızarken ettiğimiz küfürler kadar, haklı ve masumca. Alınmana gerek yok, ben hala seni seviyorum. Aynı zamanda artık daha olgun düşünebiliyorum. Büyüdüm işte seninle.
    Bütün bunlar doğrultusunda, şunun farkına varıyorum;

    Biz iki ayrı denizdik, birbirimize hiç karışamadık.

    CSS Açılır Menü

    Bu yazıda, daha önce anlattığım basit yatay menüden daha kopmleks bir menüyü blogunuza nasıl ekleyeceğinizi anlatacağım.

     

    CSS Yatay Açılır Menü


    Bu menüyü özel yapan özelliklerden bahsetmek gerekirse; basit menü öğelerinin yanı sıra tek sütunlu ve 2 sütunlu açılır öğeler ekleyebiliyorsunuz.


    Güzel tarafı ise tüm bunları Jquery veya Java Script’e ihtiyaç duymadan sadece CSS ile yapabilmemiz.Daha iyi anlamak için oluşturduğum videoyu izleyebilirsiniz.

     

     

    Şimdi gelelim bu menüyü blogunuza nasıl ekleyeceğinize.Öncelikle Blogger kumanda panelinize giriş yaptıktan sonra Şablon > HTML’yi Düzenle > Devam Et  yolunu izleyerek Ctrl+F tuş kombinasyonunu kullanarak <head> kodunu bulun.Bu kodun hemen altına aşağıdaki kodu ekleyin.

     

    <link href='https://googledrive.com/host/0BxxMpDce-fNUSS1wdGF6NnpDeG8' rel='stylesheet'/>

     

    Sırada HML kodlarını eklemek var.Eklemeniz gereken HTML kodları şunlar:

     

    <ul class='menu'>
    <li class='no_drop'><a href='http://bloghocam.blogsot.com'>Ana Sayfa</a></li>
    <li class='no_drop'><a href='http://bloghocam.blogspot.com/p/hakkmda.html'>Hakkımda</a></li>
    <li class='no_drop'><a href='http://bloghocam.blogspot.com/p/iletisim.html'>İletişim</a></li>
    <li class='no_drop'><a href='http://bloghocam.blogspot.com/p/arsiv.html'>Arşiv</a></li>
    <li class='no_drop'><a href='http://bloghocam.blogspot.com/p/takip-et.html'>Takip Et</a></li>
    <li class='no_drop'><a href='http://bloghocam.blogspot.com/p/destek-ol.html'>Destek Ol</a></li>
    <li><a class='drop' href='#'>Kategoriler</a>
    <div class='dropdown_1column'>
    <div class='col_1'>
    <ul>
    <li><a href='http://bloghocam.blogspot.com/search/label/Blog%20Ara%C3%A7lar%C4%B1'>Blog Araçları</a></li>
    <li><a href='http://bloghocam.blogspot.com/search/label/Blog%20Hocam'>Blog Hocam</a></li>
    <li><a href='http://bloghocam.blogspot.com/search/label/Blog%20Makaleleri'>Blog Makaleleri</a></li>
    <li><a href='http://bloghocam.blogspot.com/search/label/Blog%20Temelleri'>Blog Temelleri</a></li>
    <li><a href='http://bloghocam.blogspot.com/search/label/Blog%20%C4%B0pu%C3%A7lar%C4%B1'>Blog İpuçları</a></li>
    <li><a href='http://bloghocam.blogspot.com/search/label/Blogger%20Eklentileri'>Blogger Eklentileri</a></li>
    <li><a href='http://bloghocam.blogspot.com/search/label/Blogger%20%C4%B0pu%C3%A7lar%C4%B1'>Blogger İpuçları</a></li>
    <li><a href='http://bloghocam.blogspot.com/search/label/Blogger%20%C5%9Eablonlar%C4%B1'>Blogger Şablonları</a></li>
    <li><a href='http://bloghocam.blogspot.com/search/label/Misafir%20Yaz%C4%B1lar'>Miasfir Yazılar</a></li>
    <li><a href='http://bloghocam.blogspot.com/search/label/SEO'>SEO</a></li>
    <li><a href='http://bloghocam.blogspot.com/search/label/Sosyal%20Medya'>Sosyal Medya</a></li>
    </ul>
    </div></div></li>

    <li><a class='drop' href='#'>Araçlar</a>
    <div class='dropdown_2columns'>

    <div class='col_1'>
    <h3>Google Araçları</h3>
    <ul>
    <li><a href='http://www.google.com/reader'>Google Reader</a></li>
    <li><a href='http://www.google.com/analytics/'>Google Analytics</a></li>
    <li><a href='http://www.google.com/intl/tr/webmasters/'>Google Webmasters</a></li>
    </ul>
    </div>

    <div class='col_1'>
    <h3>Çeşitli</h3>
    <ul>
    <li><a href='http://bloghocamsementit.blogspot.com/'>Sementit</a></li>
    <li><a href='http://bloghocam.blogspot.com/2011/12/mini-e-kitabm-okuyun-misafir-blogculuk.html'>Misafir Blogculuk</a></li>
    <li><a href='http://bloghocam.blogspot.com/2012/08/size-kazancl-bir-teklifim-var.html'>İkili Kazanç </a></li>
    </ul>
    </div>

    <div class='col_1'>
    <h3>Sosyal Medya</h3>
    <ul>
    <li><a href='http://www.facebook.com/bloghocam'>Facebook</a></li>
    <li><a href='https://twitter.com/BlogHocam'>Twitter</a></li>
    <li><a href='https://plus.google.com/108761595756468128383'>Google+</a></li>
    </ul>
    </div>

    <div class='col_1'>
    <h3>Linkler</h3>
    <ul>
    <li><a href='http://ush.re/8za7'>Hürlist</a></li>
    <li><a href='http://ush.re/7uz2'>Yazar Kafe</a></li>
    <li><a href='http://ush.re/wzcr'>Hürriyet</a></li>
    </ul>
    </div></div></li></ul>

     

    Asıl önemli nokta bu HTML kodlarını nereye ekleyeceğiniz.Blogger’ın  kendi temalarından birini kullananlarla özel bir tema kullananlar için faralı iki seçenek mevcut.

     

    1. Blogger’ın kendi temalarından birini kullanıyorsaız HTML kodlarını  <div class='tabs-outer'> kodnun hemen üstüne ekleyin.

     

    2. Özel bir Blogger teması kullanıyorsanız HTML kodlarını <div id='content-wrapper'>  kodunun hemen altına ekleyin.

     

    Menüyü nasıl düzenleyeceğinizle ilgili detaya girmiyorum.Kodlardaki isimleri ve linkleri kendi linklerinizle değiştirin yeter.Takıldığınız yerleri yorum bölümünden sorabilirsiniz.

    4 Ekim 2012 Perşembe

    Biraz sert olucak ama şimdiden özür dilerim....

    "yorulduk ikinci defa aşık olmaktan ve gidip
    merhaba demeye birine,
    sıkıldık aynı konuşmalar içinde aynı şeyi
    duymaktan,
    seni seviyorum artık heyecanlandırmı yor
    kimseyi ve öpüşmeler çok tanıdık,
    bütün ayrılıklar aynı bok,
    bütün insanlar hala aynı göt,
    şimdi tesadüfen çarpışsak göz göze
    tesadüflerin amına koyar,
    önüne baksana lan diyerek devam ederiz
    yolumuza"
    incindim, kırıldım gibi basit avuntulara
    sığınma,
    kırılmadı ki yüreğin,
    topraktı o da, hayal kuraklığından çatladı....
    neyse,
    dünya dönüyor,
    ama bu son turu gibi...
    son turunda dünyanın
    iftira atarcasına itiraf et ve
    itiraf edemiyorsan iftira atacağın anlamını
    yok sayarak..
    aklına gelir miydi hiç,
    hayatımın özeti olacağın?

    Kemal Yazgan

    3 Ekim 2012 Çarşamba

    muhteşem bir kaybetmek. kusursuz adeta. amy'nin sol kol toplar damarına batıp çıkan şırınganın, ucunda kalan uyuşturucudan bile daha muhteşem, daha haz verici... tebrikler, tarihin bütün büyük zaferlerine parmak atacak bu galibiyeti, tıpkı roma'nın o gladyatör müsabakalarını izleyen merhametsiz kalabalığın ruhuyla alkışlıyorum seni... kendimi yerine koyuyorum, bu dandik bir mahalle takımında oynayan bir futbolcunun real madrid'e 10 gol atması gibi bir şey, bu onun tasvir edil
    emez mutluluğu, bu imkansızlığın başarısı, bu ilk saniyede nakavt, bu başarılı darbe girişimi, bu izah edilemez bir şey...

    ancak bu kadar olurdu, ancak bu kadar olmaman. kazanıp da ortalıkta hiç olan tek ordusun, geride yakıp yıktıkların, geride tahrip ettiklerin, geride yaralar, geride ölmüşler... bırakıp gittin! kendilinle gurur duy...

    muhteşem bir kaybetmek bu!


    kafka'nin milena'ya yazdığı umutsuz mektuplardan biriymişim gibi hissediyorum kendimi, sylvia plath'ın intihar etmeden önce çocukları için fırına pişmesi için koyduğu kahvaltı çörekleri gibi, nilgün marmara'nın atladığı bina gibi, teoman'nın paramparça parçasının ilk canlı örneği gibi, bok gibi, bombok gibi...

    harika bir kaybediş bu!

    ağzımda biriken küfürlerin hepsini yutkunuyorum. iç organlarım çatışmanın ortasında kalan bir afgan köyü gibi ürpertili, orada; bir çocuğun, yanı başında duran, tam akciğerinin sol lobunu delip geçen bir ak-47 kurşunuyla bütün söyleyecekleri kursağında bırakılan bir anne cesedi kadar suskunum. ağzımı bıçak açmıyor. hiçbir şey demeden öylece düşünüyorum; muhteşem bir yalnızlık bıraktın! kutluyorum.

    kusursuz bir terk ediş, muhteşem bir duygu suikasti, zahmetsiz bir katliam... tek atışla hedefi yerle bir etmek bu... bu işini gördükten sonra kalkıp soğukkanlılıkla orospuya müşterisinin şunu demesi; "bitti"..

    "hakkını helal et" diyeceğim ama,
    senin buna bile hakkın yok...

    -umarım üzülürsün bunun için-
    nasıl başladığı önemli değil. aslında çoğumuz aynı filmi farklı senaryolarla oynadık. birileri yabancıyken, gelip her şeyimiz oldu. onları mutlu etmek için elimizden geleni ardımıza koymadık, yüreğimizi ortaya koyduk ve hayaller inşa ettik onlar üzerine. çok sevdik, çok sevdiğimiz kadar hiç sevilmedik. bir noktadan sonra acı çekmeye de alıştırıldık, hatta bu durum hoşumuza bile gitmeye başladı, çünkü seviyorduk. sevmek katlanmaktı, başka çaremiz de yoktu. hep iyi olacak diye
    bekledik, içimizdeki umut asla bitmedi. "ya severse sonradan.." diye çaresizce avunup durduk, sonra gittiler, ilk başa döndük; birileri her şeyimizken, yabancı oldu. nasıl bittiği de önemli değil, hepimiz aynı finali farklı biçimlerde, ama aynı kalp kırıklığıyla yaşadık.

    ve bütün bunlar bize tek bir şey öğretti;
    ip inceldiği yerden,
    insan incindiği yerden kopar...
    Seni sevdiğimi göreceksin sevmediğim zaman,
    çünkü iki yüzüyle karşına çıkar hayat.
    Bir sözcük sessizliğin kanadı olur bakarsın,
    ateş de pay alır kendine soğuktan.
    "Ey Sevgili!
    Bir geceliğine değiş tokuş etseydik yüreğimizi,
    Taşıyabilir miydin acaba bendeki seni"

    *Şems-i Tebrizi
    şimdi
    elini müzik çalarına götür,
    listedeki en hüzünlü şarkıyı benim için çal,
    ve benim için yak bir sigara,
    beni düşün...


    düşün,
    ki bir anda çıkıverişimi karşına,
    yüzümdeki o şaşkın, o aptal ifadeyi
    gözlerimin içindeki parıltıyı
    ve sesimdeki titremeyi, düşün!

    nasıl başladık bu serüvene,
    ilk numaranı alışımı,
    ve sonrasında her sabah attığım "günaydın" mesajlarını,
    buna bir süre sonra ikimizin de alıştığını,
    olmayınca sanki koca bir eksiklik yaşandığını...

    kavgalarımızı,
    sohbetlerimizi,
    en saçma konularda bile didişip durmamazı...

    düşün...

    kırgınken bile,
    sen "canım" der demez,
    sanki hiçbir şey olmamış gibi,
    sana "ömrüm" deyişimi
    ve bununla birlikte
    dünyanın bütün olumsuzluklarından sıyrılışımı..

    düşündüklerin arasında
    "beni hiçbir zaman sevmediğin" de olsun mutlaka,
    sadece seviyormuş gibi yapışını,
    her an gitmeye hazır oluşunu,
    sana "seni seviyorum" derken ki susuşunu,
    bunların hepsini düşün.

    hatırlarsan
    bir gül alıp gelmiştim sana en son
    ellerini tutup
    "benimle kal n'olursun" diye defalarca yakarmıştım,
    bunu da düşün,
    ellerini çekip
    "ben hiçbir şey hissetmiyorum" deyişini,
    bütün hayallerimin içine edişini,
    gidişini..


    düşün sevgilim, iyi düşün.
    tüm bunlar hala gelmene yetmiyorsa,
    birazcık olsun, yetemiyorsa!
    için sızlamıyor, miden bulanmıyor
    gururunun a... koyup, gelemiyorsan.
    siktir et aşkı, kim ölmüş yalnızlıktan.
    şimdi
    kapat müziği,
    söndür izmariti,
    hiçbir şey olmamış gibi devam et,
    beni bir daha düşünme sen..

    umarım,
    kendine, kendin gibi birini bulursun
    başka da yok sözüm.
    "dön ulan dünya, beni kusana kadar... "

    unuttum ya da unuturum diye kendimi aptalca teselli etmiyorum,
    unutmadım fakat,

    seni,
    ananı sikeyim..

    eğer benim gibi,
    bir beklentinin içindeysen
    üzerinde emanet gibi duran aşklar bulandırdıysa eğer mideni,
    ve sende barındırıyorsan içinde bunlardan
    sahiplendiğin birini andırıyorsa ayağa düşmüş kadınlar, bul
    döndürüyorsa başını iki kadeh rakı hala,
    zihninde bir kadını yatağa atmak fikrinden başka bir şey bulunmayan adamlar,
    yürüdüyse yüreğinde, koynun ile kalbin arasında varsa bir kapı,
    açmadıysa kimse,
    çalmaya cesaretleri yok de!
    benim suçum değildi diyerek kandır,
    bir cesedi yıka yağmur sularını göz yaşıyla karıştırarak,
    öp,
    insan olarak öldüğünü hatırlatırcasına..

    buna bir sessizlik bul ve orada kendine söyle,

    "yorulduk ikinci defa aşık olmaktan ve gidip merhaba demeye birine,
    sıkıldık aynı konuşmalar içinde aynı şeyi duymaktan,
    seni seviyorum artık heyecanlandırmıyor kimseyi ve öpüşmeler çok tanıdık,
    bütün ayrılıklar aynı bok,
    bütün insanlar hala aynı göt,
    şimdi tesadüfen çarpışsak göz göze
    tesadüflerin amına koyar,
    önüne baksana lan diyerek devam ederiz yolumuza"

    incindim, kırıldım gibi basit avuntulara sığınma,
    kırılmadı ki yüreğin,
    topraktı o da, hayal kuraklığından çatladı....

    neyse,
    dünya dönüyor,
    ama bu son turu gibi...

    son turunda dünyanın
    iftira atarcasına itiraf et ve
    itiraf edemiyorsan iftira atacağın anlamını yok sayarak..

    aklına gelir miydi hiç,
    hayatımın özeti olacağın?