12 Mayıs 2010 Çarşamba

Şarapçı Baba, Naber?


Kimine göre taksim, kimine göre İstiklal caddesi, bana göre de beyoğlu denilen yerdeyim. Vakit gece yarısını geçmiş, kafam atmış, klasik bir haziran gecesi. İki duble yaptım 6-7 türkü dinleme süresinde, yapayalnız iniyorum beyoğlu’ndan aşağıya doğru. Mendilci çocuklar, piyangocu amcalar, kestaneciler sağlı sollu dizilmişler sokak kenarlarına. Biraz vakit geçsin şunları izleyeyim. Gençler içince sapıtmışlar yine, kızlı erkekli gruba sataşan kızsız grup, abazalık da değil bu, tamamen kıskançlık, laf atmalar sevgilileri küçük düşürmeler, nerede kaldı delikanlı gençler. Gene kimsenin yemedi yumruğunu kaldırmak, uzlaşıldı, devriyeye gerek kalmadan.

Yürümeye devam ediyorum, saat de epey kabardı, eve gitmeli, ışığı üfleyip zıbarmalı derken çakır keyif kafamla, kaldırımın kenarında gözüm ilişti bi şarapçıya. Oldum olası sevdim ben bu tipleri, takıntısız, alakasız, dünyasız tipler, adam gibi isterler şarap parası var mı diye, sömürmezler yani kimseyi, bi ekmek parası diyen duygu sömürüleri yok bunlarda, bakıyım bir cebe varsa bozuk veriyim bi şarap parası diyerekten yaklaşıyorum yanına, durum vahim, saç sakal girmiş birbirine, eğiliyorum.

- Hoopp. Abi. Kalk üşüycen git bi şarap iç.

İplemiyor, baygın bayık halde suratıma bakıyor, ısrar ediyorum kalk, kalk diye. Kolları paltosunun içinde, çıkartıp dizime tutunuyor, üzerinde bir şey yok, ayaklanmaya çalışırken, sağ kolundaki omuz başlangıcında 'Ah I Anam' çizili bir dövme. baka kalıyorum bi süre dövmeye, sonra toparlıyorum kendimi,

- Üşümmüyor musun böyle ya diye soruyorum.
Ses vermiyor.

Canı yanıyor ama hissediyorum, üzüldüm durumuna, keyfim de yok zaten.

- Baba be dedim, arkadaş olsana bana, bi meyhaneye gidelim, bir büyük yapalım senle, bulursak sıcak bişeyler de yeriz.

(salak der gibi baktı suratıma, haklıydı ne işim vardı ki evsiz biriyle)

- İyi dedi gel gidelim. (sigara gırtlagı tonuyla)

Epeyce yürüdük, karanlık sokaklardan geçip girdik izbe bir meyhaneye. Nerden geldi bu cesaret bilmiyorum, aklıma da gelmiyor, neyse pek konuşmuyor, birinci büyüğün son dublesine kadar laf etmedik, sonra konuştu;

- Sen de iyi içermişsin.
- Çocukluktan be baba.

İkinciyi açtık. Kafa epey doldu.

- Kızmazsan sana bişey sorucam dedim.
(kafasıyla ileri geri olur verdi)
- Niye yalnızsın?

Gene sustu, bir saat konuşmadık yine, kafam güzel tabi döktürüyorum yine.

- Baba be dedim şurdaki tekelle konuşacam, sana günde 3 şarap alacam, her ay gelip önceden vericem parasını.
- Olmaz dedi acıyamazsın bana.
- O zaman dedim bugünlük sadece.
(kafasıyla ileri geri olur verdi yine)

Mekandan çıktık tekele gidip söz verdigim 3 şarabı aldıktan sonra, baba iyi bak kendine deyip eve gittim.

Aradan 4 ay kadar geçti, arada bir buluşup içiyoruz. Her buluşmamızda 3 şarap alıyorum.

Bir akşam çıktım, koca beyoğlu’nu dolaştım bulamadım. Sordum soruşturdum, kulübesini buldum. Etraf çok kötü kokuyordu, yatağında sızmış, kaldırdım, yüzüme baktı tersledi beni,

- Defol git. Diyerek kovdu.
- Baba dedim bişey mi oldu.
- Defol ulan diye ittirdi yine, 3 şarap aldın diye sahibimiz mi oldun.

Şaşırdım kaldım bir müddet, oturdum yanında.

- Kalk dedim gidelim içelim bi yerde. Ne olduğunu anlat.
- Ehh be diyerek başladı küfürlere. Sizin gibileri bilirim ben, bana acıyarak iyi bişey yaptıgını mı sanıyorsun, dosttun oldugumu mu sanıyorsun. Bir kaç hikaye yaşamak isteyen hippiden başka bişe degilsin lan göt. Hayatımda neler oldugu ile mi ilgilenmek istiyorsun. Siktir git lan burdan diyerek itti tekrar.

Beynimden vurulmuşa döndüm. Çıldırdım.

- Sen dedim adam değilmişsin. İç iç geber burda. Savaşma sakın. Evet acıyorum sana, ama senin bana acıdıgın kadar değil.

Kızdım sonra kendime, oğlum dedim ne yapıyorsun sen?
Aradan yıllar geçti. Okuldu, işti, güçtü falan derken, yine sıkılmışım çıktım beyoğluna gece yarısı üç filan, istanbul boşalsa da bu beyoğlu hiç dinmiyor be, bankaya ugradım para çekicem. Biri dokundu omzuma. Takım elbiseli, sinek kaydı traş bi adam. Elinde kendisini zengin gösterecek bir çanta.

- Buyrun dedim.
- Baba be içelim mi. Anlatacaklarım var sana. Dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder